Kısa Yorum – Eylül 2021

Merhaba değerli gençler ve kendini genç hissedenler,

Özgün tefekkür, düşünce ve eleştirilerinizi bizimle paylaşmak istiyorsanız; 100 kelimeyi geçmeyecek şekilde yazıp ayın 15’ine kadar “editor@gencyorumdergisi.com” adresine gönderebilirsiniz. Bu ay da sizlerden gelen çalışmalara yer vermeye devam ediyoruz. Yazılarınız geliş ve kabul sırasına göre yayınlanıyor. Göstermiş olduğunuz ilgiye teşekkür ediyoruz. Çalışmalarıyla dergimize renk katan arkadaşlarımızı tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.

VAV MİSALİ YALNIZLIKLAR

Lâl kesilmiş kör bir geceye emanet edilen dualar vardır. Bazen biz yağmurun nahif sessizliğini dinleriz, bazen de yağmurun gölgesine saklarız cümlelerimizi. Bazen, kalbinin en derinine saklanır  ve sığınırsın. Duvarlara ve derinlere sükût siner. Tel örgülere takılır renk renk uçurtmalar. Rüzgâr arafta kalan yalnızlığı fısıldar. Aynanın buğusuna, bir kırık tebessüm saklanır. Gökyüzü bir inşirah, bir şifa ile kuşanır.  Bir Şimal yıldızı şahit olur, bu derin  sükûta. Ve, şüphesiz, âlemlerin sahibi olan Rabbimiz, her hâlimizden haberdardır. Yalnızlık, kimi zaman  dünyevîlikten sıyrılıp, dünyadan saklanmaktır. Yalnızlık sığınmaktır ve kadim bir  vuslattır. Yalnızlık, Rabbimize yaklaşmaktır. Ve yalnızlık hüzün ile nakşedilen bir vâv olmaktır.

Fazilet KIRMIZI

 

HIRS MI, LAKAYD KALMAK MI?

Gereğinden fazlaca istemek, hayata dair hemen her şeyi istemek, temelde harese olarak tanımlanır. Hırs, haris, ihtiras ve muhteris kelimeleri hareseden türemiştir. Hırs zehirli bir tat vermesine rağmen zararı fark edilmezse manevi bir hastalığa dönüşebilir.

Mesela açlık olduğunda hırs ile yemeğin daha çabuk gelmesini istemek ve düşünmek açlığın artmasına sebebiyet verir fakat lakayd kalınsa diğerine nispeten açlık azalır. Buna benzer, Üstadın verdiği örnekler vardır.

Çok istemenin temelinde iman ve inanç eksikliği/zayıflığı yatar. Fıtrat esas gıdası ile doyurulmayınca beşer dünyaya bel bağlayarak tatmin olmaya çalışır. Neticede doyurulmayan bir nefsin tükenmek bilmeyen arzuları ortaya çıkar.

Nursena SELÇUK

 

SEZSİZ YOLCULAR

“Bu hayatta en çok hangi hayvana hayransın?” deseler, hiç tartışmasız salyangozlar derim. Yağmurdan sonra bir dışarı çıkın, biraz eğildiğinizde onları mutlaka göreceksiniz. Bir keresinde iri ve belki de oldukça yaşlı bir salyangoz bana bakıp, “Ey insan! Ben senin gibi başıboş değilim. Önümden çekil, daha gidecek çok yolum var…” der gibiydi. Dış dünya onlar için oldukça tehlikeli. Bir insanın üzerine basıp öldürmesi, bir hayvanın onu yemesi an meselesi. Ancak hiçbir tehlike umurlarında değil. Varacaklarını umdukları yere varıp varamamak da önemli değil. Kendilerine tayin edilmiş yolun sessiz yolcuları… Öleceklerse de o yolda ölecekler. Acele etmeden, sabırla ve tevekkülle… Belki de yolda olduğunu fark edebilmek, varmaktan daha değerlidir bazen. İlerledikçe geride iz bırakabilmek, yolun sonundaki meyvenin kendisidir. Ve salyangozlar iyi bir öğretmendir bazen.

Beyza Nur ALTINBAŞ

RIZA-YI İLÂHİYE’Yİ GÖZETMEK

Oturuşun, kalkışın; her halin rıza-yı İlahiye’yi gözetmek için olacak. Ne makam, ne mevki, ne de başka şeyler seni ilgilendirmeyecek. Bakışların mazluma karşı şefkatle bakan, zalime karşı hiddet dolu bakışlarla bakan bir bakış olacak. Lâkin; kin, kibir hiçbir daim senin özelliğin olmayacak. Hak nerede ise sen orada olacak, Hakkı gözeteceksin. Arkana bakmadan yoluna devam edeceksin. Yolculara değil yola bakacaksın. Velev ki yolcular yoldan saptı; sen dosdoğru ilerleyerek yoluna devam edeceksin. Hakkın hatırı var diyeceksin…

Ahmet PİRLİOĞLU

ALLAH DİYE DİYE

Ak karlar var yüreğimde.

Yağmur yağmaz gelinciğe.

Kulak verdim hakikate.

Geldim Allah diye diye…

Bir canım var o da gitsin.

Kül üflerim dur de bitsin.

Aşk ateşi tene sinsin.

Yandım Allah diye diye…

Baranî derler bana.

Düşmüşüm dünlerden yola.

Dahi kıymet vermem cana.

Bittim Allah diye diye…

 

Muhammet Baran ASLAN

2021 Temmuz ayı Kısa Yorum sayfasına gitmek için tıklayınız.

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*