2021 Ekim – Amerikan Tavukları

Ne Amerikan tavukları kadar gereksiz ne de hayatınızı kurtaracak kadar gerekli bilgiler…

Nanorobotik: Tıbbî robotların devri

1959 yılında, ünlü fizikçi Richard Feynman teorik mikro makineler alanında araştırmalar yapıp ve nano boyuttan dünyaya Amerikan Fizik Topluluğu konferansında ilk defa bahsetmiştir. Feynman’in sözleri, nano teknolojinin başlangıcı için ilk adımlar olarak kabul edilmiştir. Bilim dünyasında cihazların giderek küçülmesi teknolojinin ilerlediğini gösterir. Günlük hayatta kullandığımız elektronik ve elektrikli aletlerin tasarım ve üretim teknikleri açısından ilk geliştirildikleri günden bu yana boyut olarak küçüldüğünü görüyoruz. Nanorobot bilimi, 1 nanometre yani 10−9 metre veya bu ölçeğe yakın parçalar barındıran makine ve robot yapan bir teknoloji alanıdır. Bu teknlojiyle bilim adamları, uzun zamandır vücudumuzun içinde dolaşan, hasarlı bölgeye gidip orayı onaran, mikroplarla veya kanser hücreleriyle savaşan zeki küçük nanorobotlar geliştirmeyi hayal ediyorlardı. Bu alanda yapılan çalışmalar sonucunda hayali gerçeğe dönüştürerek, bu küçük nanorobotların boylarından büyük işler başaracağını gösterdi.“Yapılan denemelerde seçilmiş hastaların skar (yara) dokusunun cerrahî olarak onarılması görme problemlerinin giderilmesini sağlayabiliyor. Ancak retractomy olarak bilinen operasyon çok komplike ve cerrahın elindeki en ufak bir titreme görme ile körlük arasındaki ince çizgiyi oluşturuyor. 4 adet keskin kenara sahip bir metal parçası olan nanorobotun gözün içine enjekte edilmesi ve güçlü elektromıknatıslarla oluşturulan manyetik alan ile 3 boyutta da çok hassas hareketleri yapabilecek şekilde yönlendirilmesi üzerine nanorobot gözün içinde neşterin yapacağı işi yapıyor ve girdiği yoldan tekrar gözden çıkabiliyor. Tıp dünyasında çok büyük heyecan uyandıran bu çalışmalar klinikte uygulanacakları ve hastalara çare olacakları günleri bekliyorlar.”1

Dipnot:
1) Tıklayınız.

Şirinlere ev olan, Mario’yu büyüten ve Alice’i harikalar diyarına götüren Sinek Mantarı

Sinek Mantarı (Amanitamuscaria); Şirinlere ev olan, Alice’in yedikten sonra harikalar diyarına gittiği, Süper Mario’nun yedikten sonra büyüdüğü çok sihirli bir mantar gibi görünse de bir o kadar zehirli ve halüsinasyon gösteren bir mantar türüdür.

Bu mantar üzerine konan ve çevresinde uçuşan sinekleri sersemletip boğduğu için bu ismi almıştır. Ortaçağ’ın insanı mantarın bu özelliğini görünce bu mantarın suyunu sinekten korunmak için kullanmıştır.

Kırmızı ve turuncu renklerde görülür. Mantarın üzerinde beyaz noktalar bulunur. Bu noktalar mantarın yumurta gibi kapsülden çıkarken, kapsülün zarının üzerinde kalan kalıntılarıdır.

Bu mantarları genellikle asitli topraklarda, huş ağacı ve kozalaklı ağaçların beraber bulunduğu ortamlarda, düşmüş olan yaprakların alt kısımlarında bulmak mümkündür. Ağustos ve kasım aylarında ormanlık olan bölgelerde, park ve bahçelerde yaygın olarak görülür. Türkiye’de yetişme ortamına uygun olan çeşitli bölgelerimizde de görülmektedir.

Sinek mantarının insan sağlığı açısından bilinen bir faydası şimdilik yoktur. Kullanımı sonrasında delilik krizleri getirir ve bu krizler 4-5 saat sürer. Bu krizler sonucunda halüsinasyon görme; nefes alma zorluğu ve konuşma güçlüğü çekme; çocuklarda ölüm; kısmî felç, görme ve işitme bozukluğu; bağırsak ve mide bozukluğu gibi belirtileri olabilir.

Bu mantar her zaman insanların ilgisini çekmiştir, Sibirya’da halkın alkol yerine, mantarın çayını yaparak kendilerinden geçtikleri, Aztekler’in ve Mayalar’ın dinî törenlerde, mantar yedikten sonra taşların etrafında şarkı söyleyip dans ettikleri, Vikinglerin bir yeri işgal etmeden önce cesaret vermesi için sinek mantarı yedikleri bilinmektedir. Şamanlar da ayinlerini düzenlemeden önce bu mantarlardan yerler ve uykuya yatarlar. Mantarın getirdiği uyku hâli ve halüsinojenik etkilerle gördükleri rüyaları anlatarak kehanette bulunurlar. Mantarlar sadece dinî törenlerde keyif verici olarak değil, aynı zamanda “curandero” adı verilen şamanlar tarafından hastaları tedavi etmek, gelecekten haberler vermek veya bir sorunu olanlara çözüm bulmak amacıyla da kullanılmıştır. Sonradan sadece zenginlerin lüksü hâline gelen bu mantarı, fakir halk kullanamaz hâle gelir. Ayrıca ünlü oyun Mario’nun mantarının bu mantar türünden esinlendiği bilinmektedir. Bir rivayete göre, şirinlerin yapımcısı Peyo bir gün ormanda gezerken bu mantardan yer ve mantarın etkisiyle sevimli, küçük, mavi yaratıklar görür, Şirinleri de buradan etkilenerek oluşturur.

Bu mantar aklıma şunları getirdi: Günahlar da öyle değil mi? Ne kadar şirin gözüküyor ama ahiretimizi zehirliyor, ne kadar kendimizi büyük görsek de, zehrin etkisi ile bir imtihanla son buluyor acizliğimizin fakirliğimizin farkına varıyoruz. Bir mantar diyoruz ama çok tefekkür edeceğimiz kapılar açıyor sevgili okur.

2021 Eylül ayı Amerikan Tavukları sayfasına gitmek için tıklayınız.

Genç Yorum Dergisi’nin sosyal medya hesaplarını takip etmek için aşağıdaki linklere tıklayabilirsiniz… 
Facebook hesabımıza gitmek için tıklayınız.
Instagram hesabımıza gitmek için tıklayınız.
Twitter hesabımıza gitmek için tıklayınız.

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*