Gelecek kaygımı ne yapsam?

Gelecekle ilgili düşünmek insanî bir özelliktir. Gelecekle ilgili plan yapmak ve gelecekte karşılaşabilecek olaylara karşı her anlamda hazırlanmaya çalışmak bazı problemlerin ortaya çıkmasını engelleyebilir. Esasen Rabbimiz de bizden gelecek hakkında düşünmemizi, hazırlık yapmamızı istiyor. Meselâ ahiret de yolculuğumuzun bir parçası ve ona hazırlık yapmamızı emrediyor. Demek ki gelecek için kaygılanmak kötü bir durum değil, aksine faydalı bile olabiliyor. Fakat kişinin bu düşünceleri hayatını etkileyecek düzeye gelirse ve gelecekle ilgili düşünmek kişinin hayat kalitesini düşürmeye başlarsa gelecek kaygısından söz edilebilir.

Gelecek kaygısını şimdilerde kime sorsanız; iş bulma kaygısı, ev geçindirme kaygısı olarak tanımlayacaktır büyük oranda. Burada aklıma rızkın taahhüt altına alınışı geliyor. Bediüzzaman, rızkı ikiye ayırır, biri zarurî rızık ki ölmeyecek derecede mutlaka herkese verilecektir. Diğeri ise mecazî rızık ki (mal mülk vb.) taahhüt altına alınmamış, kâh verir kâh vermez.

Yine de rızkı için çalışmak insan için temeldir, hattâ niyetine Allah rızası alınırsa ibadettir. Belki burada önemli olan husus, hırsla mal biriktirmek değil, kanaatle çalışmaya devam etmektir.

Bediüzzaman insanda hislerin 2 mertebesi olduğundan bahseder, biri mecazî biri hakikî. Gelecek hakkında insan endişe ettiği vakit bakar ki elinde senedi yok veya rızık hakkında endişe ettiği vakit kısacık olan geleceğin ona değmedigini görüyor. Öyleyse bu duygusunu reddetmek yerine, kullandığı alanı değiştiriyor, yani ahirete yüzünü çeviriyor. “Oraya duygumun büyük kısmını kullanayım, birazını da buraya kullanayım” diyor. Ancak herkesin güç kaynağı din olmayabilir, ahiret düşüncesinden çeşitli sebeplerden dolayı güç alamayan kişiler olabilir. Böyle durumlarda “sosyal destek” önem arz ediyor.

Sosyal desteği yüksek olan ve sevgi ortamında büyümüş kişiler hayatta stresli bir durumla karşılaştığında bu duruma daha fazla tolerans ve direnç gösterebiliyor iken aile bağları zayıf kişiler depresyon ve kaygı bozukluğu gibi durumlara daha açık olduğu için bu kişilerde gelecek kaygısı daha fazla görülebilmektedir.

İnsan sosyal bir varlık olduğu için, kaygılarına rağmen hayatına devam ederken sosyal destek kolaylık sağlıyor. Buna sahip olmayanlar için, değer analizi yapılıp üzerinde çalışılabilir. Meselâ gelecek hakkında kaygılanırken stresten dışarı çıkamıyor, sevdiği doğa yürüyüşlerini yapamıyor veya ailesine kötü davranıyor. Böyle bir durumda amacımız kaygıyı ortadan kaldırmak değil, kaygıyla birlikte normal hayatına devam edebilmesini sağlamak olacaktır. Çünkü gelecek kaygısı biter ölüm kaygısı başlar, o biter intihar korkusu başlar. Yani kaygıyı hayatımızdan atamayız ancak kaygı varken de hayatımıza eskisi gibi devam etmeyi öğrenebiliriz. Burada duruma göre sorular değişir ama şu birkaç soru temel olabilir:

  • Gelecek kaygısı hayatını etkilemiyor olsaydı, şu an ne yapıyor olurdun?
  • Gelecek kaygısı yaşamak sana fayda sağlıyor mu? (Meselâ kendini kaygılı hissederse çalışmaya motive olacağını düşünüyor olabilir, bu bir faydadır ancak istediği sonucu alamamış ve yaşadığı bu durum hayatının işlevini bozmuş olabilir)
  • Bu kaygıdan kurtulmak adına neler yapıyorsun? (Bazen duygudan kaçmak için alternatif durumlara başvurulur, meselâ kaygıdan kurtulmak için müzik dinler, nefes egzersizi yapar, film izler… Ancak zamanla bunlar da işe yaramıyorsa, duygusundan kaçmaması gerektiğini anlayacaktır. Burada izninizle lâfı uzatacağım, nefes egzersizi vs. yapmak kötü bir şey değildir, ancak duruma göre değişir. Kaçmak için bir teknik olarak kullanıyorsa bunu istemeyiz, ancak işine yarıyorsa, bu teknikler onu anda olmaya davet ediyorsa kullanırız.)

Başta ifade ettiğim gibi, gelecek kaygısı insanî bir kaygıdır, ancak hayat kalitesini düşürmeye başladığında bunun ile çalışılması gerekebilir.

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*