Bir barış türküsüdür Ramazan!

İnsanlık bugün barışa hasret. İslâm ise, dünyanın muhtaç olduğu sulh-u umumîyi / dünya barışını sağlayacak ve insanı iki cihanda mutlu edecek formüllere sahip.

Fakat; Müslümanların İslâmı yeterince doğru temsil edememesi ve/veya yanlış uygulaması ile Müslüman olmayanların İslâma soğuk, mesafeli ve/veya düşmanca bakışı insanlığı dünya barışından mahrum ediyor.

Eski Ramazanlar mı?.. Bir yazar soruyor: “Eski ramazanları gerçekten arıyor muyuz? Onları sahiden özledik mi? Hiç sanmıyorum. Çünkü ramazan olduğu yerde duruyor.

“Eskiyen ramazan değil, bizleriz. Değişen biziz, değiştik, eskidik, yozlaştık; ramazanın tadını hissettiren duygularımızı yitirdik, bencilleştik, sekülerleştik, maddî doyuma odaklandık. Onun için ramazanlar artık eski tadı vermiyor.” Öyleyse önce kendimizi bir gözden geçirelim!..

Bir temizliktir Ramazan. Günler öncesinden tatlı bir telaşla hazırlıklar, temizlik ve alışverişler yapılır. Mekânların Ramazan boyunca ve bayram sürecinde temiz kalmasına özen gösterilir. Çünkü temizlik demek bereket demektir ve imanın yarısıdır.’

Bir huzur iklimidir Ramazan. Geçmiş asırlarda devlet tarafından “tenbihnâme”ler yayınlanarak; halkın rahat bir Ramazan yaşaması temin edilmeye çalışılırdı. Evlerin, işyerlerinin ve şahsî kıyafetlerin temizliklerine dikkat edilmesi, davranışlarda saygı sınırlarının aşılmaması, rahatsız edici tavırlardan sakınılması, fiyatların arttırılmaması istenirdi.

Bir esenliktir Ramazan. Bu ayda indirilen yüce Kur’ân, insanlığı, karanlıklardan aydınlığa, zulümden adalete, ahlâksızlıktan ahlâka davet etmekte ve yol gösterici bir rehber olarak yolumuzu aydınlatmaktadır. Onun nuru tüm insanlığı kuşatmaktadır.

“Biz Onu [Kur’ân’ı] Kadir Gecesi’nde indirdik. Kadir Gecesi’nin ne olduğunu sen nereden bileceksin? Kadir Gecesi bin aydan hayırlıdır. Melekler ve ruh, o gece Rablerinin izniyle [o yıl takdir edilmiş olan] her iş için iner de iner. Esenliktir o, tâ tan yeri ağarıncaya kadar!” (Kadir Suresi: 1-5)

Bir ilim meclisidir Ramazan. İnsanı ve kâinatı okumaktır. Bu ayda insanlar, bir araya gelerek Kur’ân ve tefsirlerini okurlar. Bilmediklerini öğrenir, bildiklerini başkalarıyla paylaşırlar. Camilerde hatimler okunur, “binbir hatim” merasimleri yapılır. Toplumda eğitim ve aydınlanma şuuru canlanır. Bu durum âdeta insanın meleklerle yarışıdır.

Bir arınmadır Ramazan. Gaflet içinde yaşayan birçok günahkâr dahi, işlediği yanlışın farkına varır. İnsaf ve merhamete bürünür. İşlenen suçların ve cinayetlerin oranında düşme olur. Nice günahkâr kullar tövbe ederek günahlarından vazgeçer. Namaz ve niyazlarına döner, İlahî dergâha yönelirler.

Yapılan istatistiklerde, zina, içki ve hırsızlık başta olmak üzere; suçlarda büyük bir azalma görülmektedir. Sevgili Peygamberimizin (asm): “Bu ayda şeytanlar zincire vurulur.” müjdesi gerçekleşir.

Bir siper ve kalkandır Ramazan. Oruç dünyada günahlara, âhirette Cehennem azabına karşı koruyucu kalkandır.

Hem kişiden başkalarına gidecek kötülük veya zararlara karşı, hem de başkalarından kişiye gelecek kötülük veya zararlara karşı bir siperdir.

Bu yönüyle oruç toplumu ayakta tutan en temel dinamiklerden birlik, uzlaşma, bütünleşme ve barışın sağlanması ve devam etmesinde vazgeçilmez bir rol oynar.

Bir çocuk sevincidir Ramazan. Ramazanda çocukların orucu adeta bir şölene dönüşür. Sahura kalkması.. Tekne orucu diye başlayan alıştırmalar… Tam gün tutulduğunda bir cümbüşe dönüşür. Çocuğa çeşitli iftarlıklar alınır, camilere götürülür, harçlıklar verilir.

Bir ışık gösterisidir Ramazan. Mahyalar Ramazanın nişanesidir. “Safa geldin ey Ramazan”, “Merhaba ya şehr-i Ramazan”, “Bismillah”, “Elveda ya Şehr-i Ramazan”, “Lailâhe illallah”… yazıları gözlerimize ışık, kalplerimize nur serper.

Bir yara bandıdır Ramazan. İnanan inanmayan herkesin nasibini aldığı bir aydır. Fakir ve yoksullar, kimsesiz ve yetimler, ilgisizlik ve terk edilmişlikten kurtulur, hayata ümitle bakmanın tadına varır.

Oruç ibadeti, toplumu içten içe kemiren bencillik, kibirlenme, böbürlenme ve düşmanlık duygularının yok edilmesine yönelik yoğunlaştırılmış arınma programıdır.

Mis gibi pide kokusudur Ramazan. Ramazanın ekmeği de kendine mahsustur. Fırınların önü iftardan yarım saat evvel mahşer yerine döner… Sıcacık yumurtalı, yumurtasız, susamlı pideler. Kulaklar iftarı müjdeleyecek “Ramazan topu”nda… Ayaküstü sohbetler, muhabbetler, yârenlikler…

Bir ziyafettir Ramazan. İftar davetleri de Ramazan ayının vazgeçilmezlerindendir. Hurmalar, şerbetler, güllaç tatlıları… Ekonomik düzeyi ne olursa olsun, Ramazan aylarında her aile mutlaka iftar davetinde bulunur.

Kutlu bir zaman diliminde bir ülfet ve muhabbet meydana gelir. Bu şekilde toplumla hemhâl olunarak onların maddî-manevî problemleri tespit edilip; bu problemlere çözümler bulunabilir.

Şefkât ve merhamettir Ramazan. Oruç sayesinde insanın merhamet duyguları kabarır, yoksullara acır, merhamet ve yardım eder. Kendinden yukarıya değil, kendinden aşağıya bakmasını öğretir. Kişi oruç vesilesiyle aç ve susuz kaldığından ekmeğe, suya muhtaç insanların hâlini düşünerek onlara yardımcı olur.

Güzel bir ziyarettir Ramazan. Anne babaların, büyüklerin, hastaların, komşuların, akraba ve dostların ziyaret edilerek Allah’ın rızasının kazanıldığı hayır günleridir. Bu günlerde dargınlar ve küskünler barışır. Fakir aileler, öğrenciler, yatalak hastalar ve sakatlar sevindirilir. Ramazan sevincinin onlara da ulaşması sağlanır.

Bir köprüdür Ramazan. Ramazan ayının güzelliklerinden ve hayatımıza getirdiklerinden birisi de mâlî yardımlaşma ve dayanışma boyutudur. Ramazan ayı, en çok hayır ve yardımların yapıldığı aydır. Zekât, sadaka ve fitreler verilir. Özellikle fakirlerin gönlünün alındığı, fakir zengin diyaloğunun yaşandığı kardeşlik ayıdır Ramazan.

Barış ve dayanışmadır Ramazan. Kadın-erkek, yaşlı-genç, fakir-zengin ayrımı yapılmaksızın, her sınıftan insan, iftar sofralarında, teravih namazlarında ve bayramlarda bir araya gelir. Birbirlerinin neşelerine ortak olur ve kederlerini paylaşırlar. Böylece insanlar arasında sorumluluk şuuru, birlikte yaşama kültürü, toplumsal barış ve dayanışma ruhu gelişir.

Karşılıklı bir duygu etkileşimidir Ramazan. Oruç, aile ve çevre ilişkilerini canlandırır. Oruç ibadeti, birlikte yapılan sahur ve iftarlarla hem aile üyeleri arasında, hem de akraba, komşu aileler arasında iyi ilişkilerin kurulmasını sağlar. Özellikle toplum hayatında insanlar arası ilişkilerde sevgi, saygı, hoşgörü, adalet, merhamet, şefkat, sosyal yardımlaşma ve dayanışma, canlıların masumiyeti anlayışı ve paylaşma gibi erdemler son derece önemlidir. Sözü edilen bu değerler toplumsal huzur, güven ve barışın ana unsurlarıdır.

Bir aşktır Ramazan. Nişanlı olan gençler birbirlerine iftarlık paket gönderir. Karşılıklı iftar davetleri yapılır. Yeni akraba olan iki aile arasındaki dostluk güçlenir.

Meşru bir eğlencedir Ramazan. Sahura kaldıran davulcuların mânileri… İslâm coğrafyasında farklı şekillerde de olsa, Ramazan eğlenceleri ve sohbetleri düzenlenir. Çayhanelerde içilen çay, kahve ve nargile esnasında yapılan sohbetler… Şimdi bir kısmı unutulsa da; orta oyunu, meddahların ince esprileri, kukla gösterileri, Karagöz oyunu, hokkabazların ve palyaçoların güldüren oyunlarıyla iftar sonrası Ramazan meşru eğlencenin de yapıldığı bir zaman dilimidir.

Bir mizahtır Ramazan. “Ramazan keşke bitmeseydi” der yaşlı anne. Muzip oğlu “Müftülük açıklama yaptı. Ramazan bir ay uzatılmış, bir ay daha oruç tutacağız anne” der. Anne: “Torpah başlarına, ben daha tutmam, müftü efendi tutsun” der.

Bektaşi’ye “Baba erenler, acaba Ramazan bizden memnun gitmiş midir?” diye sorulur. “Memnun gitmese, her sene on gün erken gelir mi?” diye cevap verir.

Bazen şakadan hoşlananlar, arkadaşlarını iftara davet edip kapıyı açmazlar.

Bir edebiyat iklimidir Ramazan. Türk Edebiyatı’nda ramazanın dinî ve kültürel boyutunu konu olarak ele alan manzumelere Ramazaniye adı verilmektedir. Ramazanı anlatan bu eserler; dinî, tasavvufî, hatta nükteler ihtiva eder şekilde ilâhi, mâni, gazel, rubaî, koşma vs. tarzında yazılmışlardır.

Bir medeniyettir Ramazan. Süheyl Ünver’in tespitiyle “Müslümanlar Ramazan ayında mahya, temizlik, ahlâk tasfiyesi, günah ve zararlı şeylerden çekinme, yerinde eğlenebilme, dinlenebilme, cömertlik ve herkesi düşünmek terbiyesini bir araya getirerek bir ‘Ramazan Medeniyeti’ kurmuştur.”

Bir fırsattır Ramazan. “İyilik ve takvada yarışınız” emri ile bu ay bir fırsata çevrilir.

Peygamberimiz Hazret-i Muhammed (asm) hepimiz gibi bir insandı. Ve fakat bir Resul olarak, dünyevîleşmiş Arap toplumunu; vahyin öncülüğünde adaletli, hakkaniyetli, müşfik ve dindar bir toplum olarak yeniden inşa etti.

Böyle bir toplum inşa etmek fırsatı bugün de mümkün.

Bir bayramdır Ramazan. Bir muhasebedir… İslâmın büyük kongresi olan Hacca umumî bir hazırlıktır.

Ay boyunca sahurlara kalkılmış, oruçlar tutulmuş, iftarlar yapılmıştır. Teravihler kılınmış, hatimler ve duaları yapılmış, zekât, sadaka ve fitreler verilmiştir. Evler, bahçeler temizlenmiş, bayramlıklar giyilmiştir.

Ruhlar ve gönüller arındırılmış, kötü alışkanlıklar terk edilmiş, iyi ve güzel davranışlar hayat tarzı hâline getirilmiştir. Fıtrata uygun yaşama ideali ve coşkun bir ruh haliyle bayram namazına gidilmiştir.

Namazdan sonra herkesle bayramlaşılmış, mü’minler bir kez daha kardeş olmuş ve barış esintileri yaymıştır.

Öyleyse; selâm olsun barışa ve muhabbet fedailerine. Vakit her zaman iyilik, barış, esenlik ve nur vakti olsun. İyiliklerimiz insanlığa rahmet ve merhamet barınağı olsun. Kutlu Ramazan, fert ve toplum olarak barış ve huzurumuza vesile olsun.

Barış ve iyilik yolunun yolcularına selâm olsun…

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*