Bütün hayatlar imtihanla yamalı. Dertlerin eleğinden geçiyor herkes. İnsan hassas olduğu yerden başlıyor hayata. Hassas yerinden tutuluyor imtihan yoluna. Hiç aklına gelmeyeni başında buluyor bir anda.
Zıtlıklar hâkim dünyaya. Zorluklar, mutluluklar, keşmekeşler… Hepsi olağan ve hepsi geçici. Tutunduğumuz her duygu, vakti dolana kadar bize eşlikçi. Bugün hüzün veda ediyor, yarın sevinç kapıyı çalıyor. Bir yandan imtihanların biri bitip, diğeri başlıyor, diğer yandan geçmiş ve gelecek birlik olmuş ve anın bütün büyüsünü bozuyor. Bir yazar kitabında, “Geriye dönüp yaşantıma baktığımda sanki her renge boyanmış gibiyim” diyor. Yaşadığımız sürece her bir duygu büründüğü renklerle bize öğretici. İmtihanların ışığında gizli terakki.
Kemal Sayar ise, “Hayata nasıl baktığımız neyi gördüğümüzü belirler” diyor. İmtihanlara, güzel ve kötü anlarımıza nasıl bakıyoruz? Kendimize hangi dersleri çıkartıyoruz? Dertlerimizin eleğinden başarıyla çıkabiliyor muyuz?
İnsan yaş aldıkça zaman izler bırakıyor onda. Yüzlere tebessüm veren ve kalpleri sızlatan izler… Uzun görünümlü bu kısa ömürde iç tefekküre ihtiyacı var ruhun. Terakkî etmeye ihtiyacı var. Yerinde saydıkça kasvete batıyor da farkına varamadan tüketiyor insan ömrünü.
Umut, tevekkül ve sabır mıhlanmış dursun yürekte. İmtihan yolunun yoldaşları onlar. Kalbin görünmez sırdaşları..
İlk yorumu siz yazın