Yolcu

Yarına ne bırakıyorsun?

Ne götürüyorsun gittiğin yere?

* * *

VEDA

Nedense üzülmüyorum artık;

Yaz, baharlar geçince.

Sonbaharlar sarartıp soldururdu beni.

Nedense seviyorum artık;

Vedaları da…

* * *

GÖKYÜZÜ NEREDE?

Demedi deme!

Bu gözlerinle…

Gökyüzüne bakabilirsin!

* * *

YÜK:

Yok, yok!

Kendim kendime ağır…

Bir de dünya yükü ha!

Aman ha!

* * *

İDARE:

Sen bana birkaç saatliğine katlanamıyorsun ya ben ne yapayım! Bunca yıllık kendimi idare etmeye çalışıyorum!

* * *

GÜRÜLTÜ:

Niye öfkeli konuşuyorsunuz ki… Kelimeleriniz yetersiz; anladım! Konuşun, konuşun; nasıl olsa gürültüleri duymuyorum!

* * *

MATEMATİK:

İki bir…

Yan yana gelince…

Etti mi on bir…

“İki…” dedin de az önce!

Bir daha bak görünce!

* * *

TUHAF ÇOCUK:

Hem yıldızları görmek istiyorsun hem geceden korkuyorsun!

* * *

SORU İŞARETİ:

Noktalama işaretlerinden en çok paslananı mı?

* * *

YAŞAMAK SAHNESİ:

Yaşamak mı!

Her dem gözlerinde parıldayan…

Hayatı içine çektiğin zaman…

Yaşamak mı!

Aman aman bir güzellik…

Her sahnesi ilk…

* * *

YOLA ÇIKMAK:

İnsanlar ikiye ayrılır:

Yola çıkanlar;

Yoldan çıkanlar…

“Yolda” ise… mesele yok!

* * *

VİTAMİN EKSİKLİĞİ:

Bir kenara bırakınca sevgiyi… patır patır dökülüyor insanlık.

* * *

SONBAHAR BAHÇESİ:

Yine eski bir sonbahar.

Üşengen, sıcak, sokulgan…

Kuytu köşede yazdan kalma hazlar…

Çocukluğumun pekmez kokusu, ah!

Üzüm buğulu aşklar gibi ekim…

Işıl ışıl nar bakışlı çocuklar…

Bahçeler bir hüzün sağnağı…

Unuttuğum bir şey kaldı eylülde…

Balık kokulu, limonî, okul yolu eylül…

Bir de olgun kasım…

Yine tam bana göre bu sonbahar;

Beni seven Bir’i var.

* * *

TEGAFÜL:

Cehaletimizden, farkında değiliz; hem çirkinliklerin hem de güzelliklerin…

Ki… gökyüzü… masmavi bir selâm…

Yeryüzü… çiçekler, böcekler…

Vesselâm…

* * *

GERİYE KALAN:

Nasıl anılmak istiyorsan; öyle yaşa.

* * *

SOFRASIZLARA:

Para kazanmaktan…harcamaya vakit bulamayanlar var. Niye çalışırlar bilmem! Yunus bunlara ne diyor:

“Yunus Emre’m ye, yedir;

Bir gönül ele getir.”

* * *

İMTİHAN:

“İmtihan”dakileri uyar;

Dönüyor dünya,

Geçiyor zaman…

Son dakikalar…

* * *

KELİME YA DA PENCERE:

Her kelime kaç yolculuk… Kaç pencere…Kaç ufuk…

* * *

EĞİTİM/TERBİYE:

Şurda anlaşalım: Şikâyetlendiğimiz şeylerin hepsinin temelinde eğitimin eğitimsizliği (terbiye edilmemişliği) var.

* * *

TEŞHİS:

Kelimesizliğimiz ve israfımız had safhada…

* * *

FANİ DÜNYA:

İyi ki fani dünya! Böyleyken kavga, gürültü, kargaşa… Ebedî olsaydı?!

* * *

HERKES:

O da herkes gibiydi; ben de ona herkes gibi davrandım; hadise böyle!

* * *

MEŞHUR BİRİ:

Hiç kimse…

Duymasa…

Görmese…

Tanımasa seni;

Ne gam!

O duyuyor…

O görüyor…

O tanıyor…

Yoktan var etmiş seni.

Sevin sevinebildiğin kadar;

Meşhurluğun hep yeni…

* * *

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*