Soğuk mu üşütür, sevgisizlik mi?

… çocuktum, ufacıktım..

… dinlemeyiverdim bir gün.

“Ezan Allahuekber, siz eve..” derdi annem. Dinlemedim, girmedim o akşam eve. Kar vardı, soğuktu. Oynarken hiç anlamamıştım soğuğu. Belki de kar aydınlığı kandırmıştı beni akşamın olmadığına…

Ne oynuyordum, kiminle oynuyordum hatırımda yok.

Ama öyle kolay beri ayrılamazdım evin civarından. Çok uzağa gitmiş olacak kadar suçlu sayılmazdım yani.

Hem annem çıkıp da pencereye seslenmemişti ki:

“Ezan okundu, çabuk gir içeri!”

* * *

Her kar yağışında böyle oluyor. O günü bana resmî tatil, millî bayram gibi hissettiriyor.

Kar yağınca her şeyin sesi diniyor. Her şeyin üzerine yavaş ve ağırca o çöküyor. Kar hep galip geliyor, ne varsa sükut ediyor sonra. Saf… Saflık kaplıyor her yeri.

Büyüleniyorum, büyülüyor…

* * *

… zile bastım sonra.

Art arda birkaç kere daha… Açmadı annem kapıyı. Dizlerimi çekip kendime doğru, yere oturdum. Kollarımla sımsıkı sarılıp bacaklarıma, sepet oldum. Çenemi dayadım dizlerime, sallanmaya koyuldum.

Soğuktu, artık anlıyordum. Ama ne düşüneceğimin adını koyamadığımdan, henüz düşünemiyordum.

Bu bir ceza mıydı kabahatime, sevgisizliği miydi yoksa annemin?

İkincisinin olma ihtimali çöktü acıyla içime. Sallanmadım, durdum.

Sevgisizliği hiç sevmedim ben.

Kar gibi değil, buz gibiydi soğuğu.

Üşütürdü hep. Üşüyordum.

… Kapı açıldı sonra, annem sevgiyle kucakladı. Mutfaktaydım, duymamışım zili bebeğim…

(İntro hikâye)

“Üşüyen bir elin, en yakın cebe sığınması gibi…” dedi beyaz saçlı adam, “Kendi içine kapanıyor bazen insan.”

“O yüzden mi böyle hissetmem?” diye sordu kadın. “Birini kaybetmişim de bir türlü rastlayamıyormuşum gibi geliyor bana.”

“Seni anlıyorum” der gibi baktı adam karısına; “ama anladığımı bilmeni istemiyorum”u, o bakışın alfabesini bilen okuyabilirdi arkadan.

“Yine de, kalbimin Allah’tan gelecek bir sevinçle dolacağına umutlanıyorum.” diye ekledi kadın.

“Çaresizliğime, çare olacak dualar düşer miydi yoksa dilime?” diye sordu. Adamdan gelen her cevabın doğruluğuna daima güvenerek… bir kez daha aynı inanç ve güvenle sordu kadın kocasına.

“Evet” dedi adam. “Her umut bir duayla çiçeklenir. Ve bilesin; kalbin öyle dağınık bir hali vardır ki, onu Allah’a yönelmekten başka hiçbir şey toparlayamaz.”

“O senin ezel gününden kaderin. Sen onu nasılsa bin kere daha seveceksin…” diye mırıldandı kadın, kitabın son cümlesinin etkisinde kalarak.

“Bakmayı ve bilmeyi bilişini seviyorum” dedi adama ve sustu.

Susuşuna eşlik etti adam kadının. Ve susarken… Bir kez daha, çok güzel bakıyordu.

“Güzel gören, güzel düşünüyor. Soğuk değil, sevgisizlik üşütüyor; güneş değil, sevgi ısıtıyor tüm kâinatı ve kalbimizi” diye düşündü kadın…

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*