Varlık urbâsı

Bizler insanız, yüzümüz mütebessim durma gayretinde olsa da gönül yoruluyor; “Bitmeyecek mi daha?” hissi yüreğe geliyor, sonra diyorum; “İmtihan dünyası burası, aşkın ve sadâkatin sınandığı yer, Mâşuk (cc) dilemeden sen dileyemezsin. Sen yalnızca O’nun (cc) bu cennet asâ güzellikteki bahçelerinin niyazkar bir kulusun, bu adanmışlık bir iddia olarak mı kalsın dilinde, gönlünde…

Beklentisizlikti hani muradın, o halde rıza-yı İlâhîden başka ne beklersin bu dünyadan. Hiçim deme cüretinde bulunuyorsun, hiç nedir sen bilir misin?

Hiç; vücud (varlık) ile adem (yokluk) arasındaki berzahtır. Vâcibü’l-Vücud O’dur, sen mümkini’l-vücudsun, var olman ile olmaman eşit iken O (cc) seni varlık âlemlerine çıkardı, tecellî-i âzam eyledi. Sen O’ndan gelensin, on sekiz bin âlemin kelimeleri ile yazılmış bir manzûmesin, nefsin (kendin) adına renksiz, şekilsiz bir âyinesin, esmâ tecellîleri ile revnakdâr bir şehrâyinsin. Varım diyorsan yoksun, yokum diyorsan varsın.

Hiç; budur, bu nedenle berzahtır, geçiş koridorudur. Üstelik Allah, Üstâdımın tabiriyle; bu kâinatı var ederken seni -haşa- yanına mimar tayin etmedi ki her oluşum ve dönüşüme şikayet edersin. Hikmetle bakıp okumayı, irfan ufkuna urûc etmeyi öğrenemedikçe bu muazzam hadiselerin zâhirinde kalır, bâtınına inemezsin. Ulûhiyetine secde ettiğin Rabb’inin Rubûbiyetine isyan edersin. Oysa ki O Rahman ve Rahîm’dir. Üç günlük dünyayı murâd edinip de bu yakınlığı ebeden kaybetmek mi istersin?

O (cc) varsa her şey var. O (cc) senin mâlikin, rahmeti ve adaleti sonsuz İlâhın… O (cc) razı olsa, bütün dünya küsse ehemmiyeti yok. Rabb’in katındaki keyfiyetin ve hâiz olduğun sıfatlarındır seni sen yapan, başkalarının yaftaladıkları sıfatlara ne diye takılırsın? O’nun (cc) katında hangi sıfatla anılırsın mühim olan bu değil midir?

Gerisi ne gâm…

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*