Sığınaklar

Güneşi, doğuşundan batışına kadar başında bekledim. Zamanın içine akıp gittim. Kuşların uyanışına, insanların hayatın akışına karışmasına şahitlik ettim.

Durup düşündükçe, bunca hızın arasında yavaşlayıp bekledikçe hayretim arttı. Kendimle baş başa kaldım. Gözümdeki yaşlardan anladım bir şeylerin ters gittiğini.

Rüzgâr önüme savurdu saklandığım gerçekleri. Görmezden geldiğim her şey zihnimi sıkıştırdı. Kalbimi tutuşturdu hissettiğim panikler. Kendimi kaçarken yakaladım zorlandığım her şeyden.

Ne gökyüzü ne yeryüzü yetmedi. Sığmadım, sığamadı içim şu koskoca dünyaya. Dünya gözümde küçüldü, varlığımsa büyüdü.

Dünyadan kaçıp içime sığındım. Zorluklar baş etmesi zor varlıklar. İyi ki sığınaklar var. Kederler bir ağırlık gibi üzerimize çöktüğünde sığındığımız şeyler. Ruhumuzu karanlıktan kurtaran, iç huzuru bulduğumuz, bizi dinlendiren, dinginleştiren, kalbimizin dizginlerini mutluluğun eline veren. Bize iyi gelen şeyler iyi ki varlar.

İnsan kendisini tanıdıkça keşfediyor. İç yolculuğa çıktıkça anlıyor ona neyin iyi geldiğini. Kendisine şefkati, merhameti arttıkça kolaylaşıyor hayat mücadelesi.

Yokuşlarını tefekkürle azaltıyor. Bir güç filizleniyor kalbinden. Bedenini sarıyor sarmaşık gibi.

Ruha iyi gelir sığınaklar. Şifaya götürür. Depresif hali def eder.

İyi ki sığınaklar var. Bunaldıklarımızdan kaçıp sığındığımız yerler.

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*