Eş seçiminde İslâmî ölçüler

“Kaynaşmanız için size kendi cinsinizden eşler yaratıp da aranızda sevgi ve merhamet peyda etmesi de O’nun varlığının delillerindendir. Doğrusu bunda, iyi düşünen bir kavim için ibretler vardır.”1

Hayatı birçok yönden etkileyen nikâh, İslâm’da hukukî bir anlaşma olmakla birlikte bir ibadettir. İslâm âlimleri ibadet ve taati artırmak niyetiyle evlenmenin bekâr kalmaktan daha faziletli olduğunu belirtmişlerdir. Resulallah (asm), “Ey gençler topluluğu! Sizden kimin evlilik yükümlülüklerine gücü yeterse evlensin. Çünkü evlilik gözü daha çok öne eğer ve iffeti daha fazla korur. Kimin evlenmeye gücü yetmezse, oruca devam etsin. Çünkü oruç onun için bir kalkandır”2 diye buyurmuşlardır.  Evlenmenin meşruiyeti Kitap, Sünnet ve icma ile sabittir.

Nikâhın hem dünya hem de âhiret ile alâkalı cihetleri vardır. Bundan dolayıdır ki, bir kişi evlenirken hem dünyada yoldaş hem ahirette kendisine arkadaş seçmektedir. Bu açıdan eş seçiminde dikkatli olmak gerekir. İslâmiyet her alanda olduğu gibi bu alanda da temel prensipleri ortaya koymuştur.

Öncelikle evlenecek kişilerin birbirlerini görüp beğenmeleri nikâha giden yolda sağlıklı bir adım olarak değerlendirilebilir. Resulallah’ın (asm), evlenmek isteyen gence, evlenmek istediği kişiye gidip bakması gerektiğini3 söylemesi dikkat çekicidir. Öte yandan, bir kadınla güzelliği, malı, soyu ve dindarlığı için evlenileceği, bunlardan dindarlığın seçilmesi4 gerektiği de hadislerde belirtilmektedir.

Günümüzdeki evliliklerde güzellik yönünün tercih üstünlüğü olması, hadislerde eleştirilmektedir: “Kadınlarla güzellikleri dolayısıyla evlenmeyin; olabilir ki güzellikleri onları kötülüğe sevk eder. Malları dolayısıyla da evlenmeyin; olabilir ki malları da onları size karşı isyâna sevk eder. Fakat onlarla dinleri dolayısıyla evlenin. Dindar olan siyahî bir cariye, diğerlerinden üstündür”5 gibi ifadelerle dindarlığın eş seçimindeki belirleyici rolü öne çıkartılmaktadır.

Risale-i Nur’da eş seçim kriteri olarak önümüze “küfüv” meselesi çıkmaktadır. Şer’an denklik kabul edilen esasların “seciyeten ve diyaneten” olması evliliğin sıhhati açısından önemlidir. Ahlâk ve karakter uyumu dindarlıktan önce gelmekle birlikte bir Müslüman’ın yaşama tarzını belirleyen İslâm kanunlarına ittiba, evliliğin sac ayaklarından birini oluşturmaktadır. Güzellik, yakışıklılık, para, mal-mülk gibi nimetler geçicidir. Asıl kalıcı olan karakter, huy ve ahlâkî özelliklerdir. Eş seçerken bunlara dikkat etmeli, “İleride çocuğuma anne/baba olabilecek, davranışlarıyla örnek alınabilecek bir eş mi seçiyorum?” sorusu zihinlere gelmelidir.

Yazının devamına dergimizin Şubat sayısından ulaşabilirsiniz…
Dipnotlar:
1) Rûm Sûresi: 21
2) Buhârî, Savm, 10, Nikâh, II, III.
3) Müslim, Nikâh, 12; Ebu Davud, Nikah, 19.
4) Buhârî, Nikâh, 15; Ebû Dâvud, Nikâh, 2; Nesâî, Nikâh, 13; İbn Mâce, Nikâh, 6.
5) İbn Mâce, Sünen, I. 572.

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*