2019 Eylül – Haber Yorum

Sigara kullanımını azaltmak için yeni uygulama

Sigaraüzerinde yeni bir uygulama başlıyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi (TKÇS) ve Kılavuz İlkeleri’nde yer aldığı üzere, vergi artışı ile sigaraya erişim kısıtlanarak, sigara tüketiminin azaltılması hedefleniyor. Yeşilay Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk, gençler ve çocukların sigaradan korunması için kapsamlı önlemler aldıklarını ve bu amaçla gerçekleştirilen tüm çalışmaları desteklediklerini açıkladı. Sigara üzerindeki vergilerin artırılması ve sigara fiyatlarına yansıtılması konusunda Türkiye Büyük Millet Meclisi Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkan Vekili Müşerref Pervin Tuba Durgut açıklama yaptı. Durgut, açıklamasında şunları söyledi: “Sigaradan alınan vergiler, doğrudan sigaraya bağlı hastalıklar sonucunda sağlık sistemimizde oluşan yükü karşılamaktan çok uzak. Türkiye’de sigaraya yapılan vergi artışlarının temel dayanaklarından birisi Dünya Sağlık Örgütü Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi ve Kılavuz İlkeleri. Bu yaklaşım DSÖ’nün önerdiği yöntemlerden biri ve pek çok gelişmiş ülkede de uygulanıyor.”

Konuşmasında gençlere ve çocuklara dikkat çeken Durgut şunları söyledi: “Yapılan araştırmalar göstermiştir ki, sigarada vergi artırımının sebep olduğu her %10’luk artış, çocuk ve gençlerde sigara kullanımını %15 oranında azaltmaktadır. Bizler Anayasamızın 58. Maddesi’nde yer alan, devletimizin çocuk ve gençliğimizi zararlı alışkanlıklardan koruması hükmü ile çalışmalarımıza devam edeceğiz.”

Sigara kullanımının hem aile ekonomisine hem de ülke ekonomisine zararlarından bahseden Durgut; “Günde iki paket sigara içilen bir ailenin aylık sigara masrafı yaklaşık 1080 TL. Aile ekonomisine ve sağlığına büyük yük getiren sigaranın bu boyutuyla görülmesi gerekiyor. Türkiye’deki ölümlerin %88’i bulaşıcı olmayan hastalıklardan kaynaklanmaktadır. Bu hastalıklardan herhangi biri nedeniyle erken (70 yaşından önce) ölüm olasılığı 6’da 1’dir (%17). Bu oran gelişmiş ülkelerde %10 dolayındadır. Her yıl sigara kaynaklı bu hastalıkların tedavisi için 24,5 milyar TL sağlık harcaması yapılmaktadır. Buna, verimlilik kaybından kaynaklanan ilave gizli maliyetler eklendiğinde, büyük bölümü sigara kaynaklı bu hastalıkların Türk ekonomisine toplam yıllık maliyeti 69,7 Milyar TL’dir (GSYİH’nın %3,6’sı). Mevcut durumda sigaradan alınan vergiler sonucunda elde edilen gelir sigaranın sadece sağlık sistemimizde neden olduğu yüke göre çok düşük durumdadır” şeklinde konuştu.

Dünya’dan 6 kat büyük, yaşanabilinir gezegen keşfedildi

AmerikanHavacılık ve Uzay Ajansı (NASA), uzak bir güneş sisteminde yaşam için uygun koşullara sahip gezegen keşfetti. Keşfettiği gezegenlere bir yenisini daha ekleyen NASA, gezegenin Güneş Sistemi’nden 31 ışık yılı uzaklıkta olduğunu söylüyor. “GJ 357 d” adı verilen, Dünya’dan yaklaşık 6 kat büyük süper gezegenin yıldızının, “Goldilocks” olarak adlandırılan yaşanabilir kuşağında yörünge dönüşü yaptığı belirtildi. Sputnik’te yer alan habere göre, “GJ 357 d”nin yıldızına olan mesafesinin, atmosfer basıncının uygun olması hâlinde gezegenin yüzeyinde suyun sıvı hâlde bulunmasına olanak tanıyabileceği de kaydedildi.

Uzay konferansı Türkiye’de yapılacak

Uzayfaaliyetlerine dair hukukî ve idarî konuların tartışılacağı Birleşmiş Milletler (BM) Uzay Hukuku ve Politikası Konferansı, 23-26 Eylül tarihlerinde Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilecek. BM Uzay İşleri Ofisi’nin en önemli etkinliklerinden olan BM Uzay Hukuku ve Politikası Konferansı, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü ve Türkiye Uzay Ajansı ve Asya-Pasifik Uzay İşbirliği Örgütü (APSCO) iş birliğinde İstanbul’da yapılacak. İstanbul Teknik Üniversitesi’nin (İTÜ) desteğiyle düzenlenecek konferansta, uzay faaliyetlerine dair hukukî ve idarî konular ele alınacak. Air News Times’ta yer alan habere göre, yaklaşık 200 kişilik uluslararası uzman grubunun hazır bulunacağı öngörülen konferansın katılımcıları, ülkelerinin uzay alanında çalışan üst düzey idareci ve hukukçularından oluşacak. Ayrıca bu konferans Türkiye açısından uluslararası bilinirlik ve ülkenin prestiji açısından büyük önem taşıyor.

Sebze tüketimini artırmak doğaya iyi geliyor

BirleşmişMilletler Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), toprak kullanımı ve iklim değişikliği üzerine rapor hazırladı. Hazırlanan raporda, yüksek et ve süt ürünleri tüketiminin iklim değişikliğini artırdığı uyarısı yer aldı. Uzmanlar, hayvancılığa ayrılan toprak ile üretilecek sebzelerin daha fazla kişiyi doyuracağını ortaya koydu. 107 bilim insanının hazırladığı rapora katkı sunan İngiltere’deki Aberdeen Üniversitesi’nden çevre bilimci Prof. Pete Smith, konuyla ilgili şunları söyledi: “İnsanlara et yemeyi bırakın demiyoruz. Bazı bölgelerde insanların et yemekten başka bir çaresi yok. Fakat Batı’da da çok fazla et yediğimiz aşikar.” BBC’de yer alan habere göre, IPCC raporunu hazırlayan uzmanlar tüketicilere, üretilen gıdanın hem satış öncesinde hem de satış sonrasında israf edilmesinin önüne geçilecek adımlar atılması çağrısında bulundu. Guardianköşe yazarı George Monbiot ise, hayvancılığa ayrılan toprakların tarıma ayrılması durumunda, hayvan yemi yetiştirmek için kullanılan toprakların da tarıma ayrılacağını ve böylece bugün kullanımda olan toprakların yüzde 76’sında tarım yapılabileceğini söyledi.

Sağlıklı yaşam için 10 bin adım şart mı?

Uzmanlarsağlıklı yaşam için 10 bin adım atma gerekliliğinin çıkış noktasını ve adımların psikolojik etkisini araştırdı. Akıllı telefonlar, pedometreler veya cep telefonu uygulamaları üzerinden günde kaç adım attığını ölçen ve 10 bin adım hedefine ulaşınca kendisini iyi hisseden çok sayıda insan var. BBC’de yer alan habere göre, 10 bin adım fikri, 1964’teki Tokyo Olimpiyatları öncesinde pedometre (adım ölçer) pazarlayan bir şirketin kampanyasına kadar uzanıyor. Uzmanlara göre, 10 bin adım hedefi her gün başarmak için yüksek bir hedef olarak görülüp bazı insanları harekete geçmemeye itebilir. Yapılan araştırmalar neticesinde, üst üste birkaç gün bu hedefe ulaşılmadığını görmek moral bozucu olabileceğinden, hedefi biraz daha düşük tutmanın psikolojik olarak daha motive edici olabileceği ortaya çıktı. Ancak bu durumda bile, sürekli adım saymaya odaklanmak, yürüyüşten zevk almayı engelleyebilir. ABD’deki Duke Üniversitesi’nden Psikolog Jordan Etkin, adımlarını sayan kişilerin daha fazla yürüdüğünü, ama yürüyüşten daha az zevk aldığını, onu bir iş olarak görmelerine yol açtığını ortaya koydu. Bu insanların yürüyüş sonundaki mutluluk seviyesi, adımları sayılmayan kişilerinkine kıyasla daha düşüktü. Jordan Etkin’in konuyla ilgili tavsiyesi şu şekilde oldu: “En fit insanlar için bile adım saymak ters etki oluşturabilir. Daha fazla yürümeleri mümkünken 10.000 adım hedefine varınca durmayı tercih edebilirler. Eğer adım saymak motive ediyorsa attığınız adımları sayın, ama 10.000 adım hedefiyle ilgili özel bir durum olmadığını akılda bulundurun.”

Türkiye’nin gençleri TEKNOFEST’e hazırlanıyor

Havelsanve ASELSAN gibi dünyaca ünlü savunma firmalarının, yüz binlerce lira harcayarak sesin kaynağını tespit edebilmeye yönelik geliştirdiği sistemlerin daha gelişmiş hâlini, ortak çalışmayla 500 liraya üreten Gaziantep Üniversitesi Fizik, Optik ve Akustik Mühendisliği öğrencileri Muhammet Uras, İbrahim Bağlıca ve Halil Mert Kaya, Ses Konum Tespit Sistemi (SKTS) adını verdikleri sistemlerini İstanbul Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali’ne (TEKNOFEST) hazırlıyor. Amerika’nın Sesi’nde yer alan habere göre, Doç. Dr. Ahmet Bingü’nün danışmanlığında, öğrenciler tarafından üniversiteye ait küçük bir laboratuarda kısıtlı imkânlar dâhilinde 5 ayda üretilen sistem, sesin çıkış kaynağını saniyeler içerisinde tespit edebilme özelliğine sahip. Sesin varış süresini, hızını, yönünü ve koordinatlarını belirleyerek, kontrol paneli vasıtasıyla hedefin noktasını, açısını ve mesafesini kullanıcıya bildiren sistem TÜBİTAK’ın Kayseri’de düzenlediği bölge sergisinde “Savunma, Uzay ve Havacılık Kategorisi”nde birincilik elde etti. Konuyla ilgili düşüncelerini aktaran Fizik, Optik ve Akustik Mühendisliği Son Sınıf Öğrencisi İbrahim Bağlıca, “Projemiz şu anda savunma sanayiinde kullanılabilecek bir proje oldu. Bu proje sivil ve askerî amaçla tasarlandı. Uygun bütçe sağlandığında biz dronu da projeye dahil edip alan taraması yapabiliriz. Aynı zamanda hareket sensörü ekleyerek kişinin yapacağı taktiksel hareketleri anlayabiliriz. Taşınabilir bir sistem olduğu için sırt çantasının içerisine konulup taşınabilir, yaklaşık 4 kilogramdan daha hafif bir sistem. Bu süreçte projemizi daha da geliştirerek TÜBİTAK’a başvurduk. Bu başvuru sürecinde 3 aşamadan geçerek Kayseri bölge sergisine davet edildik. Yaklaşık 300 proje vardı ve biz savunma kategorisinde birinci olduk. Daha sonra sadece birincilerin yarışacağı İstanbul TEKNOFEST’e davet edildik. 17-22 Eylül tarihleri arasında da TEKNOFEST’te büyük finale gidiyoruz” şeklinde konuştu.

Taş namazgâh

Rize’nin Çayeli ilçesinin yaylalarından Şemkehot Yaylası’ndaki taş namazgâh görenlerin ilgisini çekiyor. Abdurrahman Akın özel haberinde şöyle diyor: “Dünya’nın belki de en sade en sakin ve en huzurlu namaz kılınan yeridir Senoz Vadisi. Bu namazgâhta namaz kılanlar çok iyi bilirler; burada kılınan namazın insana verdiği huzuru. Bizim camilerimizin içi dışı çok süslüdür; ibadet eden insanlar olarak bütün ruhumuz ve bedenimizle Yaratıcı’ya kendimizi teslim etmemiz gerekirken, camilerdeki görkeme kendimizi kaptırabiliyoruz. Şemkehot Yaylası’nda bulunan ve sadece “sal/düz taşlardan” yapılan bu açık hava namazgâhının kıble yönü Cimil Dağı’na doğrudur. Burada namaza durduğunuzda size; gökyüzü, arkanızdan akan derenin sesi, kuş sesleri ve gözünüzün alabildiği kadar çiçek çeşitleri eşlik ediyor. Şemkehot Yaylası’na gideceklere; izah etmeye çalıştığım güzelliği görebilmeleri için namazgâhta bir vakit ya da bir şükür namaz kılmalarını tavsiye ederim.

Fotoğraf: Faruk Çakır

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*