Siyaset yeşilizmle niye çatışır?

Yeşilist olmak, yeşil düşünmek, yeşil yaşamak gittikçe daha da zorlaşıyor yeşil insanlar. Gün geçmiyor ki yeni bir çevre felaketi yaşanmasın, yeni bir tahribat haberi yayılmasın. Takınacağımız tavır daima çözüm odaklı olmalı, iyiye ve güzele teşvik etmeli, bizi motive etmeli, ama olumsuzluklar üst üste geliyor ve telafisi olmayan yanlış adımlar atılıyorken, insan her zaman umut saçamıyor etrafına.

Bir sonraki nesle vereceğimiz hesap büyüdükçe, insan, bu hunharca tüketilen şeylerin sahibine ne hesap vereceğiz, onu da düşünmeden edemiyor tabiî. Nüfus arttıkça, üstüne bir de artan nüfus eğitilemediyse tahribat artıyor hâliyle. Ama şunu düşünelim istiyorum bu ay, çevre için atılabilecek güzel adımlar bu kadar mümkünken, neden bu kadar zor?

Çevre dediğimiz şey, temelde hava, su, toprak ve diğer doğal kaynaklar. Şu an hepsinin yönetimi devlet idaresinde. Devlet ne yapar? Doğal kaynakları korur. Yeşil yaşayanlar ne yapar? Yaratılmış hiçbir şeyin hakkına girmeden, sadece hakkı olana talip olup hakkından fazlasına el uzatmadan yaşar. (Bu da çok afili oldu, basitçe o da doğal kaynakları korumayı misyon ediniyor yani). Paydalar ortak. E peki, neden her çevresel faaliyette veya yeni bir projede veya veya elde olmayan sebeplerden ötürü oluşan bir tahribatta, çevreciler siyasetçilerle hep mücadele ve çatışma içindedir? Çevreci, yani benim tabirimle yeşil yaşamcı, farkındalık oluşturmak ister çünkü. Siyasetçi ise kimse olumsuzluk fark etmesin ister.

Çevreci insanlar ister ki, önlem alabilenler önlem alsın, siyasetçi günü kurtarmaya çalışır. Yeşil yaşamcılar anlaşılmak ister. Bilir dünyayı kurtaramayacağını, ama en azından daha kötüye götüren ben olmayayım, der. Bilir yaptıklarıyla çığır açamayacağını, efsaneler yazamayacağını. Çünkü çok kirlendi toprak, hava, su. Farkındadır yeşilist bunların. Ama ileri gitmesin en azından ister. Ben sebep olmayayım, vicdanım rahat gideyim bu dünyadan ister. Siyasetçi için önemli olan seçim süreçleridir, yaptıklarıyla çığır açmayacağını bilmesine rağmen, çığır açmış gibi göstermek zorundadır işi gereği. Atık suların %99,9’unu arıtıyoruz diye pankartlar açılır, reklamlar yapılır, ama uygulamada bırakın atık suyu, içme suyuna bile gereken özeni göstermez çoğu zaman.

Bir patlama oldu, inanılmaz miktarda toksik gazlar salındı havaya. Hava bu. Suya da, toprağa da benzemez. Tutamaz, zapt edemezsin. Su kirlenince biriktirir, arıtır, gönderirsin. Hava elinden kaçar gider. Ayrıca insan günde ortalama 1,5-2 litre su içer, ama havayı dakikada 7-8 litre olacak şekilde çekiyoruz içimize. Yeşilist bunları duyunca endişe duyar, bir şeyler yapılsın ister, ama bir birey olarak elinden gelen devede kulak değil, devede bir tüy olabilir belki. Önlenemeyen şeylerin de farkında olarak siyasetçi bir şeyler yapsın, milletini rahatlatsın ister. Güvenmek ister devlet büyüğüne. “Yangın sonrası hava çok ciddi oranda kirlendi, gerekli analizler yapılacak, durum siteden online olarak takip edilebilecek, siz de bu süre zarfında şöyle önlemler alın” desin ister mesela. Siyasetçi ise halkı daha basit yöntemlerle yatıştırmaya kalkar çoğu zaman. Hava kirlendi, ama biz şöyle yapacağız, demenin halkı daha çok strese sokacağını hesap edip, onun yerine “Yok ya o kadar da kirlenmedi, zaten Türkiye sınırlarını terk etti o gazlar” demeyi seçer. Yeşilistin ruhunu sıkan da bu yok sayılma tavrıdır. Devletin ona sahip çıktığını hissetmek ister. Sorun hafife alınacak, geçiştirilecek bir sorun değildir çünkü her aklı başında vatandaş bilir bunu.

Fotoğraf: AA
Tuzla’da bir fabrikada çıkan yangının görüntüsü

Yeşilist yenilik sever, yeni projeleri destekler, ama çevreyle uyumlu olsun ister, kâinatın düzenini bozmadan bir şeyler yapalım ister. Siyasetçi için ise büyüklük, devasalık veya reklam potansiyeli ile getireceği menfaat her zaman önceliklidir. Yeşilist, öyle olmasın, böyle zarar görürüz, der, sonra adı çıkar. “Yol/köprü yapımına bile karşı bunlar, bunlara hizmet edilmez, bunlar hizmetten anlamaz” damgası yapıştırılır.

Tüm bu karşıtlıkları yazdım diye bana da hain/anarşist vb. diyenler olacaktır. Amacım, aslında anlaşılmak sadece. Yeşil düşüncelerimiz yeşil devlet sistemimize dönüşür belki zamanla. Allah yeşil yaşamcıları umutsuz bırakmasın. Âmin.

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*