Hazret-i Havva’nın “nefs-i vahide”den yaratılışı

İnsan türünün yeryüzündeki varlığı, bir çiftin yaratılışı ve onların nesil vermeleri üzerine kuruludur. Geçen sayıda Hz. Âdem’in (as) yaratılışını, Kur’ân’daki âyetlerin tefsirlerdeki açıklamalarını dikkate alarak üç kademeli bir yaratılış konsepti ile sunmuştuk.

Bu konsepte göre, “Hz. Havva’nın yaratılışı nasıl yapılmıştır? Aynı mıdır? Farklı mıdır? Farklıysa nasıl? Adem’in kaburgasından Havva’nın yaratılışına dair çok yaygın kabul gören ifade doğru mudur? Bir kaburga mahiyet ve kütlesel olarak bir insanın yaratılışına ne kadar malzeme sunabilir?” gibi bir çok soru esasında cevaplarını beklemektedir?

İslâm dünyası, erkek ve dişisiyle ilk olarak bir çift insanın yaratılışının kanun ve kurallar boyutuna inemeyince Kur’ân’da verilen büyük ve çok değerli bilgiler yerli yerine oturtulamamıştır. Böylece tefsirlerde en çok karşılaştığımız ifade, Hz. Âdem (as) ve Hz. Havva’nın yaratılışının bilinemeyeceği ve sisler ötesinde çok kapalı bir konu olduğu, şeklindedir. “1450 sene geçmiş ve hâlâ anlaşılamıyorsa, o zaman Allah böyle anlaşılamayacak yaratılış bilgilerini neden versin?” sorusuna cevap bulunmalıdır.

Esasında bu sorunun cevap kısmının biyolojik ayağı vardı ve ondan yararlanamayan Kur’ân müfessirleri, “bilinemez” alanında kaldılar. Şimdi bir de biyolojinin verdiği ilave ufukla, “Hz. Âdem (as) ve Hz. Havva’nın yaratılışıyla ilgili âyetlere bakınca nasıl bir yaklaşım imkânı doğmaktadır?” sorusunun cevabına bakalım:

“Hz. Âdem’in (as) vücudu da hücrelerden inşa edildiğine göre, ilk hücresi ne zaman yaratıldı ve trilyonlara ulaşan vücut hücreleri nasıl oluştu?” sorularından başlayalım. Bütün canlıları tek hücreli ve çok hücreli olarak iki büyük âleme ayırabilen biyoloji, bize bütün çok hücrelilerin de tek hücreli bir başlangıç dönemi olduğunu ve bunun genel olarak adının “zigot” olduğunu öğretti. Yine biyoloji bize, canlıların nesillere intikal eden özelliklerinin kromozomlardaki DNA molekülleri üzerinden taşındığını öğretti. Böylece Hz. Âdem (as) ve Hz. Havva’nın genetik mirasçıları olarak, onların da bizim gibi görünen ve aynı fizyolojik aktivitelere sahip insanlar olduğunu söyleme imkânını verdi. Onun için onların yaratılışının kapalı kısımlarına, onların genetik mirasçıları olarak bir şok açıklama getirebiliriz. Şimdi esas konumuza dönelim ve Hz. Âdem’den (as) Hz. Havva’nın yaratılışıyla ilgili âyetlere bir de biyoloji ile bakalım:

Hz. Havva’nın yaratılışıyla ilgili Kur’ânda üç âyet bulunmaktadır. Âyet kesitleri şöyledir:

“Ey insanlar! Sizi nefs-i vahideden yaratan ve ondan da eşini yaratan…”1

“Sizi nefs-i vahideden yaratan ve ondan da eşini yapan O’dur.”2

“O sizi nefs-i vahideden yaratmış, sonra ondan eşini de yapmıştır.”3

Bu üç âyetle verilen bilgileri özetlerken, uzun yıllara varan çalışmalarımıza göre Hz. Havva’nın yaratılışına orijinal bir açıklama getireceğiz:

Birincisi: Bütün insanlar “tek nefis” anlamına gelen “nefs-i vahide”den yaratıldı.

İkincisi: Nefs-i vahide Hz. Âdem’in (as) topraktan yaratılan ilk insan hücresinin adı olup buna “âdemî zigot” diyoruz. İşte Hz. Âdem’in (as) vücudunun hücreden inşa edilmesinin temellendirilmesi bu “nefs-i vahide” ile bildirilmektedir. Kur’ân’da “nefs-i vahide” ile birlikte bizim tespitimize göre toplam 6 çeşit isimlendirme  kullanılmakta ve  Hz. Âdem’in (as) topraktan ilk insan hücresi olarak ifade ettiğimiz birinci kademe yaratılışı bildirilmektedir. Hz. Âdem’in (as) ikinci kademe yaratılışı Kur’ânda “tesviye etmek” anlamındaki “sevva” fiili ile bildirilmiştir ki, embriyolojinin karşılığıdır. Üçüncü yaratılış kademesi, Hz. Âdem’e (as) ruhun üflenmesiyle tamamlanmıştır.

Bu, kısaca Hz. Âdem’in yaratılışı olsa da, insan türünün yaratılışının üç kilometre taşı olarak bir de Hz. Havva için uygulayalım:

Hz. Havva’nın zigot kapasitesindeki hücresi Hz. Âdem’de (as) olduğu gibi direk topraktan yaratılmayıp, ona (Âdem’e) ait “nefs-i vahide denen zigot” kapasitesindeki hücresinden yaratıldı. İşte yukarıda aldığımız üç âyet, bu çok önemli kilometre taşını bizlere bildirmektedir. Aynı konuyu dikkate veren bu üç âyetten birincisi, özel bir yaratmanın olduğunu ve böylece Hz. Havva’ya ait bir hücrenin Hz. Âdem’e (as) ait bir hücreden yaratıldığını bildirmektedir.

İkincisi, diğer iki âyette ise yaratma fiili yerine “yapmak” anlamındaki “ce’ale” fiili gelmiştir. Bunun anlamı “bir erkek hücresinden erkek hücresi olur” kuralını koyan Allah, eğer kendi iradesiyle bir dişi zigotu bir erkek zigottan yapmaya karar verdiyse bunu da yapar ve böylesini tercih etmiş olmasıdır. Yoksa Allah Hz. Havva’nın da ilk hücresini Hz. Âdem (as) gibi topraktan yaratabilirdi. Bunu, ‘başlangıçların kendilerine özgü durumları’ nedeniyle yaratıcı Kudret’in bir tercihi olarak ‘zorunlu’ görmekteyiz. Onun için olacak ki, iki kere “yapmak” fiili ile bildirilmiştir.

Üçüncüsü, bu üç âyetin sonuncusundan öğrendiğimiz bir başka bilgi ise “sonra” anlamındaki “sümme” ile bildirilen çok özel bir husustur. Yani âdemî zigottan bir dişi zigotun yaratılması ve yapılması bizi tek yumurta ikizlerine yönlendirmektedir. O da şöyle olmaktadır: Âdemî zigot bir mitoz bölünme ile iki hücreye çoğalıyor, bunlardan biri Hz. Âdem (as) olmak üzere tesviye dönemine geçerken ikinci hücre bir dişi zigota “yaratma ve yapma” İlahî etkinliğiyle çevriliyor.

Böylece, bir öncelik ve sonralık farkı çok kısa bir zaman olarak ortaya çıkmış oluyor. Aynı zamanda, tıpkı ikizler gibi yaratılmış oldukları sonucu ortaya çıkar. Böylece, Hz. Havva’nın yaratılışı için söylenmeyen “tesviye edilmesi” ve “ruh üflenmesi” gibi konuların, insan olarak tıpkı Hz. Âdem’de (as) olduğu gibi Hz. Havva için de uygulanmış olması söz konusudur.

Bu durumda, Hz. Adem’in (as) yaratılışı ile Hz. Havva’nın yaratılışı arasında bir tek önemli fark vardır. Hz. Âdem’in (as) zigot anlamındaki hücresi direk topraktan yaratılırken Hz. Havva’nın zigot kapasitesindeki hücresi topraktan başlatılmadan Hz. Adem’in (as) bir hücresinden yaratılmıştır. Esprili bir ifadeyle, Hz. Havva çamura bulaştırılmadan yaratılmıştır.

Gelecek sayıda, “Korona Virüsü” konusuyla buluşmak üzere.

Dipnotlar:
1) Nisa Sûresi: 1
2) Araf Sûresi: 189
3) Zümer Sûresi: 6

3 Yorum

  1. Merak edenler Münir Derman ks. Eserlerini Okuyabilir. Detayları mevcuttur. 40 sene önce yazılmıştır 😉

    • Ben de nefsi vahide olarak kastedilenin yaratılan ilk canlı olduğunu düşünüyorum. Sonra Allah erkek ve dişiyi yarattı. Ve sonra da insan şeklini alana kadar evrim sürdü ve ruh üflendi.

  2. Günümüzün Ateist insanlarına, Bilimin geldiği noktadan dem vurarak “Virologların DNA dizilimi üzerinde değişiklik yaparak bitki, hayvan ve hatta insan türlerinde değişiklik yapabildiklerini” söylediğinizde “Tabi ki olabilir. vay be! teknolojiyi görüyor musun?” diyebiliyorlar. Aynı geri zekâlı ateiste “Allah (c.c) topraktaki elementlerden ilk canlı erkek insan (âdem) hücresini yarattı; o hücreyi bölerek de bir dişi insan hücresi (Havva) oluşturdu.” deseniz onu inkâr eder. yani bu gerzek ateiste göre yaratılmış insanların oluşturduğu “Bilim yapabilir” ama o bilimin aslî kaynağı olan Hz.Allah (c.c) -HAŞA- “Yapamaz!”

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*