Benim adım “insan’’

İtiraf ediyorum. Hazır olun bu cenge. Bâdelerden, harelerden ve hâlelerden geçerek. Devirleri, devrimleri ve beyleri yıkarak. Dağları ve denizleri yararak. Şahları ve sultanları yutarak itiraf ediyorum. Yıllardan beridir sokaklarda, dağlarda ve denizlerde beni arıyormuşsunuz. İşte buradayım hadi gelin. Benim adım “İnsan,” karşınızdayım.

Yüreğimde cengâverlik kılıcı, kalbimin derininde bir musiki büyüsü, gönlümün ortasında bir aşkın kükreyişi ve gözlerimde bir annenin ağıdı. Hadi gelin ben buradayım benim adım “İnsan.”

Gözlerimin gözyaşları bu topraklarda büyürken ve acıların ateşi kavururken beni, beni arıyormuşsunuz… Hadi gelin, ben buradayım. Benim adım “İnsan”

Evet benim adım “İnsan.” Hiç anlamadınız siz beni. Kimi zaman kılıç darbeleri ile kimi zaman bir aslan ağzı ile geldiniz. Yusuf (as) gibi kuyulara, Habil gibi kefenlere sardınız. Ve siz hiç anlamadınız benim adım “İnsan”

Hiç atanız olmadı mı, bir söz, bir vasiyet sizlere bırakmadı mı? Ben size söylüyorum, benim atalarımdan biri “İnsanın en hayırlısı, insana yararlı olandır” derdi. Yoksa senin atan “İnsan, İnsanın kurdudur” mu dedi? Hadi gelin ben buradayım size inat, benim adım “İnsan,” karşınızdayım…

Gelin diyorum, diyorum da geleniniz de yok…

Yoksa gelmekten de mi korkuyorsunuz? Korkma! Benim adım “İnsan.” Korkma! Benim atamın sözüdür: Oğul “Ne olursan ol yine gel.” Yoksa senin atan “İnsanlar da ağaca benzer; ne kadar yükseğe ve ışığa çıkmak isterse o kadar derin kök salar yere, aşağılara, karanlığa, derinliğe, kötülüğe…” mi dedi? Korkma gel! Benim adım “İnsan.”

Demem o ki, gelmek istersen her şeye hazırım ben. İtiraf ediyorum, ben buradayım, benim adım “İnsan.”

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*