Kar ve fırtına, çiçeği öldürebilir; fakat tohumlarını yok edemez

Cibran der ki, “Kar ve fırtına, çiçeği öldürebilir; fakat tohumlarını yok edemez” İnsanın bağrı da toprak gibidir; saklar ve korur her şeyi… Bağrınızı tohumlara açın sevgili okur, nice güzellikler sümbüllenecek…

Mihenk taşı

Günümüzde deyim niteliğinde kullanılır ve birinin değerini, ahlâkını anlamaya yarayan ölçüt olarak bilinir. Peki, gerçekte ne işe yarar bu mihenk taşı?

Altın ve gümüş alaşımlarının kalitesini test etmekte kullanılan, düz, sert, ince pütürlü, siyah veya koyu renkli bir taştır.

Kalitesi kontrol edilecek cisim, mihenk taşına sürülünce taşın üzerinde metalin izi kalır. Metalde ne kadar altın olduğunu anlamak için altın oranı bilinen birkaç iğne ile kalitesi bilinmeyen cisim aynı mihenk taşının üzerine yan yana iz bırakacak şekilde çizilir.

Eski çağlarda kullanılan bu yöntemde, metalik çiziklerin renklerinin karşılaştırması, saflık konusunda bir fikir verirdi. Orta çağlardan sonra, daha ileri bir test için taşın üzerine asit karışımları sürme yöntemi gelişti.

Nitrik asit, altın dışındaki metalleri çözer, eğer çizik parlak sarı renkte kalırsa alaşım iyidir; eğer renk kırmızı-kahverengine dönüşür veya yok olursa alaşımdaki altın oranı düşük veya noksandır. Kalan altının miktarı, bilinen standartlardaki altın miktarıyla görsel olarak karşılaştırılarak test edilen örnekteki altının ayarı kabaca belirlenebilir. Orta çağlarda kullanılan bu yöntem, aslında pek nicel bir yöntem değildi; kıymetli metal oranının belirlenmesi başka bilinen örneklerle karşılaştırmaya dayalıydı.

Bakır gibi bazı metaller, gümüşle renk değiştirmeden alaşım yapabildiğinden, gümüşün değerini anlamakta mihenk taşı artık kullanılmamaktadır. Altın için günümüzde de aynı yöntemden yararlanılmaktadır. Hâlâ satışı yapılmakta olup yaklaşık değeri 45¨ civarında bir taştır.

Soğuk su ile yıkanmak

Cenab-ı Allah’ın (cc) Kur’ân-ı Kerîm’de “Şüphesiz sen en güzel ahlâk üzerindesin” şeklinde buyurduğu Peygamberimiz (asm) için yine Kur’ân-ı Kerîm’de “De ki: Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin…” buyurulmaktadır. Resulullah’ın (asm) yürüdüğü yola ‘Sünnet’, Onun sözleri ve davranışlarının yanısıra başkalarında görüp beğendiği ve hoş karşıladığı şeylere ‘sünnet-i seniyye’ denir. İşte hayatımıza dokunan sünnetlerden bir tanesi;

Resulullah (asm) buyurdular ki:

“Hamamdan (banyodan) çıkarken ayakları soğuk suyla yıkamak baş ağrısına karşı güvencedir.”

Bilim dünyası bu hadisi yenilerde keşfetmiş ve bahsi geçen soğuk su-sıcak su dengesini şöyle açıklamıştır;

Sıcak su ile banyo yapıldığında ve uzun müddet banyoda kalındığında kanın ayak ve bacaklarda çoğalması ile beyne giden kan azalır. Böyle bir durumda ayaklara soğuk su dökmek, kanın beyne daha fazla gitmesine neden olacaktır. Bu da kişinin rahatlamasına ve eğer baş ağrısı oluşmuşsa onun da geçmesine vesile olabilecektir. İnsanlığın rehberi ve kâşifi olan Peygamberimiz (asm) bunu yıllar önceden haber vermiş, nedenini keşfetmek ise bize şimdi düşmüştür.

Sıcak suyun ardından soğuk su ile duşu bitirmeden bahsettik, peki baştan soğuk suyla yıkanmanın faydası var mı?

Soğuk duş depresyonu önlemede de yardımcı olur. Virginia Common Wealth Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre soğuk su beynin mavi noktalarını uyarıyor. Mavi noktalar beynin noradrenalin üretim bölgesi. Noradrenalin ise depresyonu önlemede kullanılan bir hormondur. Dolayısıyla soğuk su, depresyonu gidermeye yardımcı bir etkendir. Tabi şunu da belirtmek gerekir ki, vücuda zarar vermeyecek derecede ve sürede soğuk su tutmak mühim. Yoksa aşırı soğuk su, vücuda da zarardır.

1 Trackback / Pingback

  1. 2021 Haziran - Amerikan Tavukları | Genç Yorum

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*