2021 Temmuz – Amerikan Tavukları

“Bu asırda bir dehşetli hâl” diyerek başlayan Bediüzzaman, bu zamanda fen ve ilimden dalâlete düşenlerin evvelki asra nisbeten fazla olduğunu söyleyerek, bize mühim bir ihtar veriyor; muvazenesiz ve mukayesesiz ilim zihne alınmaz! Biz muvazeneli bilgi sunmaya çalışıyoruz ancak siz yine de ölçüp tartmadan almayın sevgili okur.

Ne Amerikan tavukları kadar gereksiz ne de hayatınızı kurtaracak kadar gerekli bilgiler…

Q klavyenin esas amacı

Q klavyenin, ya da QWERTY klavyenin kullanım popülaritesi ve insanların Q klavyeye olan yüksek alışkanlıkları tartışılmaz bir gerçek. Bilgisayar kullanan hemen herkes belli bir süreç sonrasında bu klavye türüne gittikçe alışıyor ve kullanırken son derece hızlı yazmaya başlıyor. Devlet kurumlarında millî klavye olarak kabul edilen F klavyenin yaygınlaştırılma çabası elbette çoğu kişinin hoşuna gitmiyor. Fakat yaygınlık ve bunun sonucunda alışkanlık konusunda lider olan Q klavyenin ortaya çıkarılışındaki amaç hızlı yazmaya uygun bir klavye olması değil, tam tersi kullanıcıyı yavaş yazmaya itmekti. Peki, neden yavaş yazmamız istenmiş?

Q klavyede tuşların dizilimi, en kullanışlı harflerin birbirine uzak yerleştirilmesi şeklindedir. Bu aykırı tuş yerleşimlerinin nedeni daktilo tarihinde yatıyor. Daktilolar, üzerinde çok fazla girdi noktası yani tuş barındıran mekanik cihazlar olduklarından dolayı mekanik aksamı gayet karmaşık ve kolay bozulabilir yapıdadır. Her tuşa basıldığında kâğıda sertçe vurarak harf baskısı yapacak bir düzenek harekete geçer. Dolayısıyla daktilo üzerinde hızlı yazılacak olduğunda iki ayrı harf düzeneği birbirine giriyor. Her bir harfe basıldığında ufak bir miktar beklenmek zorundadır. Fakat bu hataya düşmemek insanın elinde değil, bir noktada insan ister istemez hızlanacaktır. Buna bir nebze engel olmak için ise Q klavye ortaya çıkarılmıştır.

Q klavyedeki tuşlar alakasız yerleşimlerinden dolayı, İngilizce metin yazan birini gayet yavaşlatacak şekilde bir dizayna sahiptir. Yavaşlayan kullanıcı hatayı minimuma düşürecektir. Fakat her ne olursa olsun insan Q klavye kullanırken de bir noktadan sonra hızlanır. Ancak bunun bir sınırı var, parmakların yerleşimi eninde sonunda yazma hızını bir noktaya kadar düşürüyor. Q klavye İngiliz alfabesindeki harf sıklıklarına göre hazırlanmış bir klavye olsa da Latin Alfabesi kullanan çoğu dili de aynı oranda etkiler.

F klavyedeki hızın, Q klavyedekine göre daha iyi olduğunu söyledik. Bununla birlikte Boğaziçi Üniversitesi’ndeki bir ekip tarafından, Türkçe’ye diğer klavyelerden daha uygun olduğu söylenerek tasarlanmış E klavye bulunuyor. Yaygınlaşır mı bilemeyiz.

Dünyanın en “çirkin” kadını

20. yüzyılın en trajik olaylarındandır Mary AnnWebster’ın hikâyesi… Mary’nin hayatı ilk zamanlar oldukça normaldi. 1874 yılında Londra’da büyük ama fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Hayatı gayet güzel gidiyordu ve 29 yaşında evlenip 4 çocuğun dünyaya gelmesine vesile oldu. Ardından sağlık problemleri baş göstermeye başladı, inanılmaz bir migren ve kas ağrısı çekiyordu. Doktorlar neler olup bittiğini bir türlü çözemediler. Bir süre sonra Mary’de başka semptomlar da baş gösterdi. Suratında anormal bir büyüme ve bozukluk meydana gelmeye başlamıştı.

Mary’e akromegali hastalığı teşhisi konuldu. Beyin tabanlı bir hastalık olan akromegali, beynin ön lobunda fazla miktarda büyüme hormonu salgılanmasına sebep oluyor; bu da iç organların, kemiklerin ve yumuşak dokunun büyümesine neden oluyordu. Hastalığa baş ağrıları ve kas ağrıları eşlik ediyordu. Kocası her zaman destekçisiydi ancak o da aniden vefat edince Mary çocuklarına bakabilmek için her türlü işi kabul edecek duruma gelmişti. Ancak bozulan görünüşü nedeniyle bir iş bulması neredeyse imkânsızdı.

Mary bir gün ‘Dünyanın En Çirkin Kadını’ yarışması olduğunu duydu ve yarışmaya katılmaya karar verdi, çünkü para ödülü oldukça fazlaydı. Sonunda yarışmayı kazandı ancak medyada Mary hakkında son derece çirkin haberler yapılmaya başlandı. O bu kötü durumunu avantaja çevirip para kazanmaya başladı çünkü 4 çocuğuna bakabilmek için paraya ihtiyacı vardı. Kendine uygun iş ilânlarına bakmaya başladı, yani sirklere! Ve nihayet bir sirk onu kabul etti. Bıyıklı ve sakallı kadınların, cücelerin, devlerin ve yapışık ikizlerin bulunduğu bir gösteri grubuna dahil oldu ve çalışmaya başladı. Hayatının büyük bir kısmını sirklerde çalışarak geçiren Mary, 1933 yılında 59 yaşındayken hayata gözlerini yumdu.

Botokslu, makyajlı, takma kirpikli kadınların “güzel” kabul edildiği bir dünyada elbette Mary ve onun gibi kadınlar her zaman düzenin “çirkinleri” ilan edilecek.

Ve kendini güzel zanneden insanların eğlenmeye, birilerini küçümseyerek, hor görerek kendilerini yüceltmeye olan ihtiyaçları, “çirkin” seçilen kadınları sirk oyuncusu yapacak! Tebrikler ki Mary bu düzenin içinden bir şekilde var olup, çocukları ve kendi için yaşadı ve acı dolu bir bilgi bıraktı bize; “İnsanları çirkinleştiren dış görünüşleri değildir, iç görünüşleridir!” (RobinSharma)

Haziran ayı Amerikan Tavukları sayfasına gitmek için tıklayınız.

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*