Üniversite Tercihinde Aile İle İletişim Oldukça Önemli
2020-2021 YKS sonrası hem üniversite adaylarını hem de ailelerini önemli bir tercih dönemi bekliyor. Kimine göre kolay kimine göre zor geçen sınav için ailelerin tutumları da oldukça önemli. DHA’da yer alan habere göre Eğitim Koçu Hatice Nilgün Akçay, “Öğrencilerin meslek seçimini yaparken kendi istekleri ve ailelerinin beklentilerinin arasında kalmaları nedeniyle sıkıntılı bir süreç geçirmektedir. Ailelerin bu tutumu bu noktada çok önemlidir” şeklinde konuştu. Her üniversite adayının bu süreçte endişeli ve stresli günler geçirdiğinin üstünde duran Akçay, her adayın birer birey olduğunun kabul edilmesi gerektiğini ve meslek seçimi noktasında adayın kişisel özellikleri ve tercihlerinin mutlaka göz önünde bulundurulması gerektiğinin altını çizdi. Aile büyüklerinin beklentisinin üniversite adayları üzerinde baskı unsuru olabileceğine dikkat çeken Akçay, ‘Sana sunduğumuz imkânlar zamanında bana sunulsaydı doktor ya da mühendis olurdum. Ben yapamadım ama sen yapacaksın’ gibi baskılarda bulunarak çocukları hiç sevemeyecekleri bir mesleğin dar kalıplarına yerleştirmenin ileride telafisi zor sorunlara neden olacağını belirtti. Ayrıca aile baskısı ile yapılan tercihlerin sonrasında olumsuz sonuçlar verdiğinin üzerinde duran Akçay, “Zamanında ailesinin yaptığı tercih ile üniversite eğitimi alan ancak mesleğini yaparken de mutsuz olduğu için başarılı olamayan ve 40’lı yaşlarından sonra yeniden bu kez istediği alanda eğitim almak için üniversite sınavına giren pek çok kişi ile karşılaşıyoruz. Bu sorunları aşmanın ilk adımı aile içinde iletişimi sürekli kılmak. Birey olarak kabul edilen üniversite adayının kişisel özelliklerinin gözlendiği, isteklerinin desteklendiği bir aile ortamında hem adayın hem ebeveynlerin ortak kararı ile yapılan tercihler daha mutlu ve başarı ile sonuçlanacak bir sürecin başlangıcını oluşturacaktır” şeklinde konuştu.
Geri Dönüşümde Yeni Bir Dönem: DİS
Ülkemizde uygulanması beklenen depozito iade sisteminin uygulanmaya başlanması ile geri dönüşüm miktarları artacak ve bu sayede yeni baştan bir üretim yapmak yerine, ikincil hammadde kullanılması yaygınlaşacak. Bu sayede iklim değişikliğini artıran sera gazları emisyonlarının azaltılmasında 62,3 Milyon TL ve hava kirliliğinin önlenmesi ile de yaklaşık 57,7 Milyon TL tasarruf sağlanacak. Peki, uygulanması beklenen bu uygulama nedir, ona bakalım: Yeşilist Haber sitesinde yer alan bilgiye göre DİS, her içeceğin fiyatına küçük ama anlamlı bir depozito bedeli ekliyor. Boş içecek ambalajlarını geri dönüşüm için iade eden tüketicilere bu bedelin tamamı geri ödeniyor. DİS, genel olarak eyalet veya ulusal hükümetler tarafından kabul edilen yasalarla oluşturuluyor. Bu sistemin en önemli amaçlarından birisi, ülkemizdeki kaynağında ayrı toplamadaki sorunlarımızı biraz da olsa çözecek olmasıdır. Karışık toplama yöntemi ile toplanan atıkların içerebileceği su, yağ, meşrubat vb. gıda maddeleri ile temas etmesi ekonomik değeri yüksek atıkların değerini düşürmektedir. Ayrıca şu an bunları ayrıştırmak da oldukça maliyetli. Çoğunda manuel ayrıştırma yapılan atık ayırma tesislerinde son teknoloji otomasyon sitemlerinin kullanılması için temiz yani kaliteli atığın bu tesislere ulaşması gerekmektedir. DİS uygulamasında ise, ayırma işlemi en başta tüketici tarafından yapılacağı için tesislerimizin ihtiyacı olan atık kalitesi temiz ve kapalı bir döngü ile ilk aşamada sağlanmış olacaktır. Unutmayalım ülkemizi güzelleştirmek bizim elimizde.
Şifa İçin 60 Yeni Bakteri Keşfedildi
Türkiye, Türkmenistan, Kıbrıs, Rusya, Nijerya ve Hindistan toprakları ile göllerinden alınan örnekler üzerinde yapılan çalışmalarda 60 yeni tür bakteri keşfedildi. Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Şahin ve ekibi 2 yıllık çalışma sonucu bulunan türlerin isimlendirilip tanımlandıktan sonra bu bakterilerin literatüre girmesi bekleniyor. Şahin, keşfedilen bu bakteri türlerinin yeni ilaç ve antibiyotik keşfi için de önemli adım olduğunu belirtti. DHA’da yer alan habere göre, son 10 yılda70’ten fazla bakteri türü literatüre kazandırıldı, Şahin konuyla ilgili şu ifadelerde bulundu: “Son 2 yılda da 60 yeni bakteri türünü keşfettik. Bu bakteri türlerinin büyük bir çoğunluğu genetik özellikleri bakımından antibiyotiğin kaynağı olma özelliğine sahiptir. Bunlarla ilgili yeni ilaç ve antibiyotik keşiflerine yönelik çalışmalarımız da var. Yeni ilaç keşfine yönelik çalışmamızı devlet destekledi. Son 1 yıldır bununla ilgili önemli bulgularla ilerleyen bir çalışmamız daha var. Ayrıca bizim tanımlayarak, ismini verdiğimiz organizmalarla ilgili yeni ilaçların keşfine yönelik çalışma yapan başka gruplar da var. Ülkemizin gen kaynaklarından katma değer oluşturma gayretlerimiz devam edecek” dedi. Haberden de anlıyoruz ki, Cenab-ı Hak her hastalığın şifasını bu kâinata yerleştirmiştir. Bu şifa ufak bir bakteriden bile gelebilmektedir. Müslümanlar olarak tabiat bilimlerine gereken önemi vermemiz ve araştırmalar yapmamız, bizi bilim ve teknolojide ileri noktalara taşıyacaktır.
KISA HABERLER
* Kovid-19 sebebiyle Doğu Ekspresi’nde durdurulan seferler yeniden başladı. En uzun Kars-Ankara seferleri başlayan Doğu Ekspres yolcularını bekliyor.
* Yer altı sularının kontrolsüz kaçak kullanımı ve su kanallarının bentler ile kesilmesi sonucu Tuz Gölü büyük ölçüde kurudu, dört kilometre daha geri çekildi. 3 binden fazla flamingo yavrusu öldü.
* Türkiye’nin 1987 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne kabul edilen üçüncü önemli eseri olan Nemrut Dağı, ziyaretçi akınına uğruyor. AA’da yer alan habere göre bölgeye gelen misafirler, Nemrut Dağı’na ulaşmak için dik yamaçtan yaklaşık 40 dakika süren 800 metrelik zorlu yürüyüşle dağın zirvesine ulaşıyor. Güneşin batışını üst zirveden izlemek isteyenlerin Nemrut Dağı sizleri bekliyor.
* Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) girdiği verilere göre Türkiye nüfus büyüklüğünde 235 ülke arasından 19. sırada yer aldı. En fazla nüfusa sahip ülkeler ise sırasıyla Çin, Hindistan, ABD, Endonezya ve Pakistan olarak belirlendi.
1 Trackback / Pingback