Eman verilen hayırlı kadın: Ümmü Hani (r.anha)

Asıl ismi Fahite olup, oğlu Hani’den dolayı Ümmü Hani künyesini almıştır. Efendimizin (asm) kuzeni ve Hz. Ali’nin (ra) kız kardeşidir. Ümmü Hani cesur olduğu kadar mert ve güzel ahlâklı idi. Allah’ın Resulü (asm) ile birlikte kardeş gibi büyümüşlerdir.

Eman Verdiğine, Biz de Eman Verdik

Efendimiz (asm), Mekke fethedilince putların yıkılması ve uygun olanların da yakılması yönünde emir verir. Bu esnada saçı, sakalı toz içinde kalan Efendimiz (asm), Ümmü Hani’nin hanesine teşrif eder ve kapısını çalar.

Ümmü Hani kapıyı aralayarak:

“Ya Resulallah! Kocamdan, akrabam olan bazı kimseler bana sığınmış bulunuyorlar. Ali B. Ebu Talib ise, Allah yolunda hiçbir kınayıcının kınamasına kulak asmayacağını söylemiştir. Ali’nin bunların yerini öğrenip kendilerini öldüreceğinden korkuyorum. Ümmü Hani’nin evine girenlere, sığınanlara, Allah’ın kelâmını dinleyip Resûlüne iman edinceye kadar eman verildiğini açıklasan?” der.

O Zât-ı Kudsî (asm) Ümmü Hani’yi kız kardeşi gibi sever, istek ve arzularını geri çeviremezdi. Seyyidü’l-Âlemîn buyurur: “Ümmü Hani’nin eman verdiğine, biz de eman verdik!”

Ümmü Hani (r.anha), Efendimizi (asm) içeri alır. Peygamberimiz, Hz. Fatıma’nın getirdiği örtü ile siperlenerek yıkanır. Guslettikten sonra sekiz rekât fetih namazını kılar.

Efendimiz (asm) acıkmıştır ve namazdan sonra Ümmü Hani’ye döner:

“Senin yanında yiyebileceğimiz bir şey var mı?” diye sorar.

Ümmü Hani:

“Yanımda kuru ekmek kırıntılarından başka bir şey yoktur! Onu da sana sunmaya utanırım!” der.

Efendimiz (asm): “Onu getir, suyun içine ufala! Tuz da getir!” buyurur ve “Biraz da katık var mı?” diye sorar.

Ümmü Hani: “Ya Resulallah! Yanımda sirkeden başka bir şey yok!” der. Efendimiz (asm), bu cevabı üzerine: “Getir onu!” deyip ve yemeğin üzerine döküp yedikten sonra Ümmü Hani’ye döner: “Ne güzel katıktır sirke! Ey Ümmü Hani! Sirke bulunan ev, yoksul olmaz!” buyurur.

Nur’la Aydınlanan Ev

Henüz İslam’la şereflenmeyen Ümmü Hani’nin Efendimize (asm) olan sevgi, saygı ve koruma gayretini aşağıdaki ibretli vakıadan anlayabiliriz:

İki cihan güneşi Efendimiz, Taif dönüşü Ümmü Hani’nin evine gelmiştir. Kapı çalınınca, “Kimdir o?” diye içeriden sorulur. Efendimiz: “Amcan oğlu Muhammed’im. Kabul edersen, misafir geldim.” buyurur. Arap geleneklerine göre gelen misafire ikramda bulunmak, onu korumak büyük bir şereftir. Ümmü Hani, hemen kapıyı açarak Efendimizi buyur eder ve ona zarar gelmemesi için gece babasının kılıcını alarak dışarıda evin etrafında nöbet tutar.

O gün Efendimizin (asm) gönlü çok incinmişti! Yalnız başına kalmak ister ve odaya çekilerek sabaha kadar gözyaşları içerisinde secdede Allah’a yalvarır. Çok yorgun olduğu için hasır üzerine uzanıp uykuya dalar. İşte o anda, gönlü kırgın, bedeni yorgun bir vaziyette iken Rabbinden davet gelir. Rabbimiz, Cebrail Aleyhisselâma, “Git, Habibimi getir! Cenneti, Cehennemi göster. Onu incitenlerin azabını gözleriyle görsün.” şeklinde emreder. Evet, Mi’rac denilen mu’cize-i ekber vukua gelir. Ve ümmetine beş vakit namaz hediyesiyle Mi’rac’dan döner. Başından geçenleri tek tek anlatır. Ama Ümmü Hani ona zarar gelmesinden korktuğu için bunları dışarıda kimseye anlatmamasını ister. Fakat Fahr-i Kâinat (asm) Efendimiz halka anlatacağını söyler ve dışarı çıkarak tebliğ vazifesini yapar.

Efendimize (asm) olan Muhabbeti

Mekke’nin fethiyle ilk biat eden hanımlardandır. Çokça namaz kılar ve oruç tutardı. İki cihan güneşi Efendimiz (asm) fırsat buldukça ziyaretine giderdi. Yine ziyaretine gittiği bir günde, Ümmü Hani bir kâse bal şerbeti ikram eder. Resul-i Ekrem (asm) içtikten sonra artanını ona uzatır. Oruçlu olmasına rağmen Ümmü Hani (r.anha) kâseyi alıp hemen içer. Efendimize olan sevgisini ve hürmetini böyle gösterir.

Arap Kadınlarının En Hayırlısı

Ümmü Hani, Hz. Peygamber (asm) ile birlikte Hayber Gazvesi’ne katılır ve Efendimiz (asm) ona ganimetten pay verir. Eski eşi Hübeyre ibni Amr ile ilgisi kalmayan Ümmü Hani’ye Resul-i Ekrem izdivaç teklifinde bulunur. Bu teklife çok sevinen Ümmü Hani’nin evlilik teklifine cevabı:

“Ey Allah’ın Resulü! Sen bana kulağımdan ve gözümden daha sevimlisin. Koca hakkı büyüktür. Kocama koşarsam bazı işlerimi ve çocuğumu ihmal edeceğim. Çocuğuma yönelirsem koca hakkını ihmal edeceğimden endişe ediyorum.” der. Bu cevap üzerine Efendimiz (asm); “Deveye binen kadınların en hayırlısı, Kureyş kadınlarıdır. Onlar çocuklarına çok şefkatli, kocalarına karşı çok itaatkârdırlar.” buyurmuştur.

Efendimiz (asm) ile aynı evde kardeş gibi büyüyen, kendisine eman verilecek kadar değer gören, Mi’rac hadisesinin vukua geldiği hanenin sahibi, Efendimize (asm) olan muhabbetini ve hürmetini orucunu bozarak ispat eden ve Resulullah’ın “en hayırlı kadınlar övgüsüne” mazhar olan bu mübarek Sahabenin şefaatini Rabbim cümlemize ihsan eylesin inşaallah…

2021 Ağustos ayı Anlamlı Yorum sayfasına gitmek için tıklayınız.

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*