Zihinsel geviş getirme

İnsan bir zorlukla karşılaştığında bununla baş edebilecek güçtedir. Olayı zorlaştıran şey; düşünceye düşünce eklemektir, çıkışı bulma ümidiyle sürekli düşünüp durmak, her ihtimali değerlendirmektir.

Zihnin geviş getirmesi olarak da nitelendirilebilen bu durum psikolojide “ruminasyon” olarak tanımlanmaktadır. Ruminasyon, zihinsel süreçleri bölen ve geçmişte bize olumsuz etkileri olan olaylarla veya gerçekleşmesi mümkün ihtimallerle ilgili tekrarlayan düşüncelerin zihinde yankılanması durumudur. Ruminasyondan muzdarip kişilerde zihnin uçuşması da söz konusudur. Zihinleri sürekli geçmiş ve gelecek arasında gidip gelen ve düşüncelerle dolu olan kişiler, içinde bulundukları âna odaklanmakta güçlük çekerler. Bu düşüncelerin içerikleri çoğunlukla yaşadıkları olaylarla ilgili “Başka türlü olsaydı nasıl olurdu? Bu cevabı verseydim daha iyiydi ya da neyi yanlış yaptım da bu benim başıma geldi?” gibi çıkarımlar ve daha iyi sonuçlar doğurabilecek olası senaryolardır.

Ruminasyonun açık amaçlarından bir tanesi de “Neden depresyondayım?” sorusuna bir cevap bulmaktır. Hattâ şöyle gelen danışanlar çok oluyor; “Herkese faydam dokunuyor, herkesin derdine derman oluyorum, kendim neden depresyondan çıkamadım bilmiyorum. Sebebini bulamadım, son çare uzman yardımı almak zorunda kaldım.” Bazısı da depresyonunun sebebini bulur da gelir; “İşimi kaybetmeseydim depresyona girmezdim, boşanmanın etkisinden çıkamadığım için bu haldeyim, çocukken görmezden gelindiğim için bu ruh hâlinden çıkamıyorum” vs… Bu kısım daha zor olabiliyor çünkü depresyonuna sebep olarak bulduğu şeyle birleşiyor, yani yapışıyor. Sorun sadece bu birleşme değildir, sebepleri araştırma/anlama sürecindeki zihinsel birleşme de tehlikelidir, mesela; “Depresyonumun bitmesi için, sebeplerin tesbit edilip ortadan kalkması gerekir” gibi bir birleşme süreci çözümsüz kılabilir, zira ölen biri geri getirilemez, kaybedilen bir işe yeniden girilemeyebilir, çocukluk geri getirilemez vs… Yani depresyondan çıkmayı bu şartlara bağlıyorsa, çıkış yolunu bu şartlarla birleştirmişse, iş daha da zor olabiliyor. Bir de bu depresyon duygulara bağlanmışsa; yani suçluluk, üzüntü, pişmanlık gibi duygulardan dolayı depresyonda ise, bu duyguları reddettiği müddetçe iyi olacağını zannedecektir. “Suçluluk duygumdan bir kurtulsam, çok iyi olacağım veya üzüntüm çabuk geçsin istiyorum artık vs…” Halbuki araştırmalar gösteriyor ki, bu duygulardan kaçmak için ne kadar çok çaba harcanırsa, bunlar o kadar katılaşır, yerleşir. Ruminasyon, psikolojik esnekliği zayıflayıp, psikolojik katılığa katkıda bulunur. Esneklik konusunu Haziran 2022 sayısında ele almıştık, bakılabilir.

Peki, ruminasyon düzeyini nasıl anlayacağız, hangi araştırmalarımız veya ifadelerimiz ruminasyon olabilir? Biçimsel ve nesnel anlamda ruminasyonun değerlendirilmesi için özel bir ölçek tasarlanmıştır; Tepki Biçimleri Ölçeği. Bu ölçek bir uzman eşliğinde kullanılabilir veya şu sorular sorulabilir: “Zamanının ne kadarını, içinde bulunduğun depresyonun sebep-sonuç ve ne anlama geldiğini düşünerek geçiriyorsun?” veya “Boş vakitlerini nasıl değerlendiriyorsun?” gibi… Veya konuşma aralarında kendinizi şunları söylerken buluyorsanız “Keşke neden böyle hissettiğimi anlayabilseydim / Bunu hak etmek için ne yapmış olabilirim anlamaya çalışıyorum, anlasam rahatlayacağım” gibi ifadeler ruminasyona dair ipuçlarıdır. Elbette bu verileri yakalamak tek başına yeterli olmaz, zira hepsi zararlı olmayabilir. Bunu zararlı veya zor yapan kısım, sürekli olması ve depresyon ile sebepleri arasında zihinsel birleşme gerçekleşmiş olması. Bu kısımda ise, kendinizi bu düşünceler içindeyken gözlemlemeniz tarafsız olamayacağı için, bir uzmandan destek alabilirsiniz. Ruminasyon, geçmiş ve gelecek arasında sürekli gidip gelirken “anda kalmayı ve şimdiyi yaşamayı” engellediği için, anda kalma egzersizleri de oldukça faydalı olacaktır.

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*