Nebevî Eğitim Modeli Darü’l-Erkam

Nebevî Eğitim Modeli Darü’l-Erkam

Vahyin Nüzul Sürecinde Şahsiyet Eğitimi

Kitabı ilk gördüğümde epey heyecanlandığımı hatırlıyorum. Hemen sepete ekleyip aldım. Eğitim sürecinin bir parçasıysanız, mesela bir öğrenci, öğretmen ya da veliyseniz eğitim her daim sorguladığınız bir şeye dönüşüyor. Günümüz eğitim sistemi de şahsiyet eğitimi konusunda her zaman eksikliğiyle bildiğimiz bir kurum. Anlayacağınız şahsiyet eğitiminin vahiy kaynaklı oluşu bir anne olarak havada karada kapacağım bir şeydi zaten. Ama okurken anladım ki aradığımı sandığım şey kitapta yokmuş. Kitap bence harika bir fikir ve emekle ortaya konmuş ama günümüzde ulaşılabilen yeterli veri olmaması beklediğim cevapları alamamış olmama neden oldu.

Bu benim beklentimle de alâkalı tabiî ki. Evet, öncelikle bunlar benim şahsî fikirlerim ve kesinlikle kitabı okumanıza bir engel olmasın. Ben aradığım ne olursa olsun kitabı okumuş olmaktan mutluyum. Peygamber Efendimiz (asm) olunca işin içinde, nasıl asır saadetleniyorsa kitap da saadetleniyor. Asrın saadet asrı oluşu bir bakıma Darü’l-Erkam’la oluyor da diyebiliriz. Henüz vazife yeni gelmişken kuruyor Darü’l-Erkam’ı. Orada yetişenler ve onların yetiştirdikleri, cahiliye gibi vahşi bir ormanı, munis çiçekli bir bahçeye dönüştürüyor. Kimler yok ki, yaşlısı genci, zengini fakiri, kölesi hürü, arabı acemi. Hepsi bir arada. Bu bugün güya insanlık medenî olmuşken bile mümkün olamayan bir durum. Hepsi bir araya gelse paraya perestiş edilen bu çağda zenginle fakir bir araya gelemiyor. Sonra pasif değil aktif bir öğrenme süreci gerçekleşiyor. Öğrenen diğerlerine öğretmeye geçiyor. Eğitimin sürdürülebilirliğine bakar mısınız?

Öğrenmek için tüm engeller yıkılıyor. İster evde, ister bahçede; ister o günün en yoğun, gelen geçenin belli olmadığı sokaklarından birinde olan Darü’l-Erkam’da. Oraya kimin girip çıktığı bilinmemeli, çünkü cehl-i mürekkeb pusuda.

Kitapta bu evin sahibi genç yaşta hanımı ile Müslüman olmuş ve evini Müslümanlara açmış Erkam b. Ebi’l-Erkam da tanıtılıyor bize, onun niyetinden hissedar olalım diye belki. Peygamber Efendimizin (asm) özellikle ve titizlikle seçtiği talebeleriyle şenleniyor Darü’l-Erkam. Kitapta hepsinin özelliklerini görmek de mümkün. Daha sonra müfredata geçiliyor ve ulaşılabilindiği kadar nasıl bir eğitim sürecinden geçtikleri anlatılıyor. Burası bana Risale-i Nur’un eğitim metodunu hatırlattı. Daha doğrusu Kur’ân-ı Hakîm’in metodu bana Risale-i Nur’dan tanıdık geldi. Önce “zihinlerde yeni bir kavram haritası oluşturması.” Mesela ölümün anlamı değişiyor hakikati bilinince. Bazı kavramların anlamı daralıyor veya genişliyor. Bu kısmı örnekleriyle kitapta görebilirsiniz. Yeni iman etmiş o insanlara Rablerini, yine Rabbin tanımıyla tanıtmak da müfredata dahil. Efendimiz (asm) gibi bir üsve-i hasene ile geldikleri ahlâkî kıvamı da göstererek sona eriyor kitap. Ayetlerin nüzul sırasına da önem verilmiş, araştırmalardan epey bahsedilmiş. Bu da bende İslamî ilimlere yeni kapılar açılmasına sebep oldu. Kitabı okuyup bitirince elinizde nur topu gibi soru kalıyor; benim evim Darü’l-Erkam mı, Darü’n-Nedve mi?

Kitabın arka kapağı

Eğer bir ev imar etmeyi konuşuyorsa, eğer bir ev: “Nasıl acaba insanlığı risaletin mesajı ile tanıştırabiliriz? Nasıl insanları koştukları cehennem ateşinden çevirebiliriz? Nasıl insanları kula kul olmaktan kurtarıp, Allah’a kul etmeye vardırabiliriz?” diye inliyorsa bilin ki o ev Erkam yürekli adamların evleridir. Bu evin silahları; Kur’an’dır, ilimdir, irfandır, hikmettir, kitaptır, kalemdir, seccadedir, gözyaşıdır, merhamettir, sevgidir, müsamahadır ve duadır.

Bu ev adı ve yapısı ne olursa olsun Darü’l-Erkam’dır.

Eğer bir ev imha etmeyi konuşuyorsa, eğer bir ev “Nasıl acaba hak ve hakikat adına mücadele veren şu sesi kısabiliriz? Nasıl insanların nezdinde itibar sağlayan şu adamların güvenlerini sarsabiliriz? Nasıl hakkın yükselen değerini alçaltıp bize sorgusuz sualsiz akan muslukların devamını sağlayabiliriz? Nasıl ceplerimizi dolduran meşru ya da gayrı meşru ayrımı yapmadan elde ettiğimiz bu imkânları çoğaltabiliriz?” diye kıvranıp duruyorsa o ev Ebu Cehil ve Ebu Leheb ruhlarının yaşatıldığı evlerdir.

Bu evin silahları; yalandır, iftiradır, şantajdır, kılıçtır, güçtür, nefrettir, öfkedir, hırstır, tamahkârlıktır, kanaatsizliktir, tahammülsüzlüktür ve kavgadır. Bu evin de adı ve yapısı ne olursa olsun Darü’n-Nedve’dir.

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*