Film ve dizilerin etkileri

Filmler şüphesiz çoğu insanın keyif aldığı, hareketli grafik ve elektrik sinyali sonucu üretilen, çoğunlukla eğlence, eğitim ve çeşitli konulardaki yayınlardır. Ancak filmler aynı zamanda izleyicinin düşünce biçimini değiştirme ve şekillendirme yeteneğine de sahiptir. Filmlerin birçok unsuru insanları etkileyebilir. Bu unsurların en önemlileri filmdeki karakterler, özellikle de ana kahramandır. Filmin ana kahramanı üstlendiği rol ile hem düşünce biçimi, hem de karakter açısından seyirciyi önemli ölçüde etkileyebilir.

Filmi beğenen ve özellikle de filmden etkilenen kişiler görsel hafızası iyi olanlardır. Bazen günlerce, hatta haftalarca izlediğimiz filmin ana karakterlerinin davranışlarını ve kişiliğini unutamayız, izlediğimiz filmin ana karakterinin davranışını benimseyebiliriz. Devam ettikçe filmin ana kahramanın davranışı ve zihniyeti bizim davranışlarımızı ve zihniyetimizi etkiler ve değiştirir.

Şüphesiz çocuklar ve gençlere uygun olmayan programların izlenmesi onların davranış, düşünce ve duyguları üzerinde olumsuz tesir yapabilmektedir. Televizyon, çocuklar ve gençlerin kişiliğinin şekillenmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Çocukların zamanlarının çoğunu televizyon izlemek için ekran karşısında geçirdiklerini biliyoruz. Dolayısıyla, sürekli izledikleri dizi ve filmler uygunsuz ya da olumsuz içerik taşıyorsa çocuklar ve gençler manevî risk altındalar demektir.

SEYREDİLEN PROGRAMLAR ÖNEMLİ

Televizyonun çocuk ve gençlerin duygu ve düşüncelerini ne ölçüde etkilediği, televizyonda yayınlanan programların içeriğine, izlemede geçirilen süreye, ebeveynlerin çocuklarının davranışlarını ne ölçüde yönlendirip kontrol ettiklerine bağlıdır. Çocuklara ve gençlere yönelik uygun olmayan programların izlenmesinin onların davranış, düşünce ve duyguları üzerinde olumsuz etki yapacağında şüphe yoktur. Bu yüzden televizyon programlarının içeriği ve süresi üzerinde ebeveynin kontrolü büyük önem taşımaktadır.

Çocuklar ve gençlere, yaşlarına uygun dizi ve filmler izlemeleri istense de son dönemde pek çok televizyon kanalının uygun içeriklere sahip olduğu söylenemez ne yazık ki. Birçok televizyon kanalında yayınlanan dizi ve filmler çocuklar ve gençlerde ruhî çatışma ve bunalımlara yol açmaktadır.

ROL MODELİ MERAK SONUCU TAKLİT EDERLER

Özet olarak, ebeveynlerin çocuklarının uygunsuz programları izlemesini engelleyememesi durumunda televizyonun çocuk ve genç üzerindeki olumsuz etkisinin arttığı gözlemlenebilir. Çocuklar gerçek hayatta çevrelerindeki insanlardan etkilendikleri gibi, televizyonda izlediklerini özümseyip taklit ettikleri, onlardan etkilendikleri ve özdeşleştikleri karakterler gibi davranmaya çalıştıkları da görülebilmektedir. Bu davranış ve eylemlerin çoğunu, anlamı ne olursa olsun, sırf meraktan yaparlar.

Her toplumun değerleri ve inançları vardır ve bu değer ve inançlar çocuklara doğuştan itibaren ailelerde ve okullarda öğretilir. Z kuşağı dediğimiz, teknolojiyle büyüyen yeni nesil çocuklar daha çok televizyon, oyun ve video izliyor. Özellikle Batı kültürüne ilgi duyan çocukların yabancı dizi ve filmleri izlemeyi tercih ettiği görülmektedir. Çocukların yabancı dizi ve film izlemesinin dezavantajları; yabancı dizi ve filmler toplumun değer yargılarıyla çelişen kültür ve inançlar sunmaktadır. Bu programların görsel ve efektleriyle tesir gücü yüksek olduğundan çocuklar ve gençlerin değerlerinde kayba ve inançlarında zaafa sebep olmaktadır.

Toplumda çocuklar eğitimi, değerleri ve inançları aileden ve okuldan öğrenirler. Diğer yandan film ve dizilerden öğrendikleri değer, inanç ve davranışlar aileden ve okuldan öğrendiklerinden çok farklıdır. Bu yüzden televizyon, çocuk ve gençlere önceden öğrenilen davranışlarla çelişen başka davranışlar da öğretir. Kafa karışıklığına yol açar ve ergenlik döneminde daha da zorlaşan duygusal ve davranışsal ikilemler doğurur.

ÇOCUK VE GENÇLERİMİZ SAVUNMASIZ

Televizyon programları Batı toplumlarında ifade edilen kültürü ve cinsel davranışları yaymakta, bu da gençler arasında çelişkili davranış, düşünce ve davranış kalıplarının keşfedilmesine yol açmaktadır. Ne yazık ki, ebeveyn denetimi ve kontrolü olmadan bu tür içerikler çoğunlukla yanıltıcıdır ve davranışsal ve duygusal anormalliklere yol açabilir. Bu da bu yaş grubunda duygusal ve sosyal bozulmaları arttırmaktadır.

Bu etkinin önemli bir kısmı yeterli ebeveyn denetiminin olmayışından ve ebeveynlerin kendi farkındalık eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Öte yandan çoğu aile üyesinin ve televizyon filmi karakterlerinin aile ortamındaki davranışları, giydikleri kıyafetler, bazı jest ve mimik hareketleri çocuklarda daha etkili hale gelmektedir. Bu tür modellemeler çocukların hayat tarzlarında köklü değişikliklere yol açmakta toplumdaki çocukların bu şekilde modellenmesi aile yapısının kültürü ve hayat tarzıyla uymayan davranışlara yol açmaktadır.

Sonuç olarak televizyon dizileri ve filmler çocuk ve gençlerin bireysel kalıplarında ve davranışlarında tutarsızlıklara sebep olmaktadır. Çocuklar ve ergenler arkadaşlarının izlediği dizi ve filmleri, deyim yerindeyse ortama uyum sağlamak, akranları arasında “Fransız kalmamak” için izlemek zorunda kaldığı görülmüştür. Bu durum da çocuk ve gençlerin dizi ve filmlerden daha çok etkilenmesine yol açmaktadır. Birçok yabancı dizi ve filmin hayranı olan gençler izledikleri programlarda neyin doğru, neyin yanlış olduğunu anlayamaz. Bu durum da dizi ve filmler çocukların olumsuz davranışlara yönelmeye olan eğilimlerini arttırmakta, gerekli denetim yapılmadığında toplumdaki kurallara aykırı davranan çocuk ve gençlerin sayısı artmaktadır.

DAVRANIŞ SAPMALARININ ÖNLENMESİ

Olumsuz davranışların ise son tahlilde suç işlemeye yol açtığı görülmüştür. Ebeveynler, gençlerin duygusal değişimlerini dikkatle takip etmeli, hissî gelişmelerin farkında olmalıdır. Sosyal ve kişisel yaralanmalar değerlidir ve aile odaklıdır. Bu sebeple ailelerin çocukları ve ergenlerine daha fazla önem vermeleri ve hedef programlarının içeriği ve anlamı konusunda bilinçli olmaları gerekir.

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*