Kış ve insan

İşte bak!
Kar yağıyor yine
Mevsimlerden artık kış…

Sanki her bir kar tanesi üzerinde
Oturmuş da bir melâike
Ediyor tebessüm
Hem de fısıldıyor gizlice kulağına insanın:
“Kışı soğuk, bârid, ve de ehemmiyetsiz zannetme!
Kim bilir altında ne kadar sıcak
Ve de ehemmiyetli netîceler, gâyeler saklıdır!..”
O Celâlî tecellînin içinde
Gizli bir Cemâl’in cilvesiyle…

Her şey soğuyor bu mevsimde
Her şeyi soğutuyor bu mevsim…
Donuyor, her şeyi donduruyor
Hem her şeyi olduruyor bu mevsim…

Bir sabır, bir dayanıklılık
Bir çile testi sanki bu mevsim…
“Ben, kışta geldim…” ve:
“Cennet ucuz değil!
O da mühim bir fiyat ister”
Dâima kulaklarda çınlıyan…

Kışa uğramayan hangi hayat, size göre özeldir?
Hep yeknesak bir rahat hangimizce güzeldir?

Zıtların kaynaşmasıdır bu dünya…
Sıcak-soğuk, kış-yaz
Güzel-çirkin, iyi-kötü
Lezzet-elem, sevinç-keder
Hayat-mevt…
Sanki, O Hakîm-i Ezelî
Bütün esmâsıyla iç içe mütecellî…

Ayrılacakmış sonra
Toplanacakmış hepsi
İşte, o iki havz-ı ekberi…

Bütün ezvâk, eşvâk, lezzât ve huzûzât
Olacak Cennet’te, Cennet’le mütecellî…
Bütün ekdâr, âlâm ve azaplar
Hem de esef ve de eyvâhlar
Cehennem’le birlikte
Edecek Cehennem’de tecellî…

İşte, mevsim-i kıştan bir ferd-i insana düşen
Öylesine, öylece bir hisse-i tecellî…

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*