Hişt!

Sıkıntı burda-n kopuyor: Fânî dünyadan ebedî şeyler bekliyorsun. Hişt, aradığın başka yerde (de…)

ARMONİ

Her kafadan bir ses çıksa…
Çıkmıyor!

Haydi, çık, konuş!
Konuşmuyor.

ŞİİR İÇİN

İzahını bilseydim şiire durur muydum; bilmiyorum!

SABAH

Her yan-da bahar şarkıları;
Sen uykuların kucağındasın!

BULUŞMA

Hayatın kokusunu içine çek;
Dokusu bir elbise gibi giyilecek!

ZİNCİR

Esaret, kalın bir zincir…
Kir, pas içinde…
Kır, at!
Kır, at!
Kırrr!
Aaat!

HİCRET

“Hicret nedir?” diye soruyorsun da… Sanattan Sanatkâr’a yolculuk benim anladığım.

ÇIĞLIK

Üşürsen zamana sarıl.
Hayallere ve hatıralara…
Sımsıcak satırlara…
Fazla bir zamanın yok.

Acıların varsa sırrındır onlar.
Acının bıçağı acıdır.
Çeliği eriten bakışların var.
Ve hayat bıçak sırtıdır.

Bitmeyen bir yola çıktın.
Kolay gele, yol açıklığı olsun.
Bir türlü uslanmıyor arzuların;
Aşk mı… kalbinin dinmez çığlığı…

MİYAR

Bul bir terazi;
Ayırsın sağlam ile arazı.

EYLÜL HÜZNÜ

Eylül…
Ömrümüzün sarışın gülü…
Eylül geçip gidiyor; savurup sarışınlığını!
Aşk olsun eylül!
Bir aşk mektubu gibi; ağlamaklı…
Bir çocuk belki de…
Bestede, tuvalde, şiirde…

AŞK VE AYRILIK

Bu ne kadar ayrılık…
Bu ne kadar aşk…

BİTMEYEN BORÇ

Rabbim…
Çok borcum var sana;
Ezelden ebede hattâ…
Ödeyemem ki…

FOTOĞRAF ACISI

“Küreseleşme…” dedikleri; “körleşme…” imiş meğer! Dünyanın gözü, “dünyayı” görmüyor. Para, beton, silah… ve masumların ahı… Yanlış mı tutuyorum aynayı, fotoğrafı?

VEDA ZAMANI

Artık vakit akşam; suların üşüdüğü…
Rüya gölgelerin dallara düştüğü..
Yolların zamanı taşımaktan yorulup
Dağlarla, taşlarla, kuşlarla bölüştüğü…

ZAMAN

…ve zaman…
Titriyor aynalar/da…
Fotoğraflara düşüyor.

SOKAK

Sokak, “rüzgâr” dolu;
Dikkat et;
Savuruyor topladıklarını!

FAKİRSİN İŞTE!

Ne yaparsan yap; güçlü değilsin. Dünyayı satın alsan; güneşi alamazsın. Alsan n’olacak; hiç… Mevsimlere sözün geçmez ki. Bir kelebek uçuramazsın, bir gülü açtıramazsın da bu neyin böbürlenişi!

ALIŞVERİŞ

Cennet gelecek yerden; dünya esirgenmez.

SABAH

Her yan-da bahar şarkıları;
Sen uykuların kucağındasın!

GÂSIP

Yolsuzlar…
Bilir yolunu yolsuzluğun.
Yolar da yolar…

Kimi kafir kimi münafık…
Çalar da çalar.

Dilleri tatlı…
Görünmez elleri cebinize…
Dalar mı dalar.

“ALINMAK”

Adam suçu açığa çıkarmış.
Açığa alınmış.
Alınır tabii…
“Suçlu alınır!”

İZ

Bir iz “bırak,” git! Yoksa: “Bırak git!”

SEYİR HÂLİ

Sabah…
Rüzgâr yavaş yavaş…
Kuşlar yavaş yavaş…
Adımlarım; sakin ol!
Kalbim; sen de;
Hayat; yavaş yavaş…

ÖLÜMSÜZLÜK

Öleceğimizi bile bile;
Güle güle yaşıyoruz!
Kışlarda ölerek,
Baharlarda dirilerek…
Ölümsüzlüğü gördüğümüzden olsa gerek!

SAVAŞ VE BARIŞ

Savaş yarışında herkes kaybeder; barış yarışında herkes kazanır!

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*