Ramazan: Sükûnet ülkesi

-Ramazanın geldiği belli olsun; gittiği belli olmasın-

“Oku!”makla Başlar Her Şey

Ramazan…

Kim olduğuma açılan kapı…

Başta, ortada, sonda: İkra, ikra, ikra!

Ramazan…

O ilk teravih, o ilk heyecan…

Çocuk bakışlı, Kur’an nakışlı…

Ta çocukluğumdan kalma…

Tam kalbime göre ay…

İlk davul sesini duydum.

Anladım… Ramazan…

Çocukluğumun o (utangaç) yüzü…

Hep güler çok uzaklardan…

Bir de rahmetli annem…

Davulcu… tozunu savuruyor gecenin.

Sokakların adını yeniden koyuyor.

Erisin diye karanlık, zulüm, eşkiyalık…

Ve… ne varsa dünyalık…

Birikmiş gecelerin kapısına vura vura…

Geçip gitti davulcu.

Canı çekiliyor gecelerin.

Gerilmiş geceleri yumuşatıyor.

Hüznü soluyor gözlerimin.

Vurdukça davulcu…

Taburcu oluyor dertlerim.

Davulcu… geceyi hırpalıyor boyuna.

Gece dipdiri…

Yıldızlar bir daha uyanıyor.

Ay kayıp gibi…

(Sahurla uğraşıyor belki!)

Davulcu indiriyor tokmağını…

Gafletin  muhtelif uykusuna.

İlk davul sesini duydum;

Anladım ramazan…

Çocukluğum… çok uzaklardan…

Bir de rahmetli annem…

Ramazan… Çocukluğumun En Güzel Resmi

Çocukluğum geldi yine yani ramazan… Göz gözeyiz. Sarmaş dolaş tatlı telâşlardayız. Hatırladığım ilk Ramazan kış diye hayalimde… Çok çocuğum hani… Mütevazının zirvesi o kira evimiz… Sokak başına çıkıp ablamla… babamı beklediğimiz… Biz her yıl böyleyiz bu ayla. O bana hasret ben ona… Aflı, afiyetli ola… Çok sakin bir ay… Ramazan… çocukluğum gibi hep mütebessim… Çocukluğumdan kalan en nadide resim…

Açlığımın Doyduğu Ay

Herkese yetecek kadar et ekmek var mı; var. Nerden belli? Ramazan’dan… Demek bu (diğer günlerde de) ola da bilire iyi bir takvim… Peki bu kavgalar niye o zaman? Anlamak zor değil… Risale bu sıkıntının nereden geldiğini söylüyor. Avrupa kâfir zalimlerine ve Asya münafıklarına dikkat çekiyor. İnsanlık niye inliyor; bilelim diye.

Ramazan “alışverişi…”

İşte bak; Ramazan… Çarçabuk gidiyor. Bir şeyler al bu aydan; bu aya bir şeyler kat. Âciz olduğumuzu anlatmaya geldi bize. Ömrümüzü, malımızı, sevdiklerimizi tutamıyoruz; hepsi vedacı… Ömrü kısa zannediyoruz. Değil… Uzun (işler) yapabilirsin. Yunus gibi… Ömrü uzun zannediyoruz. Değil… Yapıp ettiğin bir şey yoksa; istersen bin yıl yaşa; nefesi verdiğin ânda, ne var geride? Uzunluk/kısalık sana bağlı…

Ramazan Davetiyesi

Ey dünya!

Bırak şu kavgaları!

Burnun çok büyüdü.

Çocuk ol çocuk…

Ramazan geldi.

Ellerin kan içinde…

Para pul peşinde kayboldun.

Ne çok öldün öyle!

Ne az güldün!

Masumları ezdiğin yeter!

Yeter cehennem ettin dünyayı!

Şu yaşamayı bildiğin yok…

Bi’ tanış Ramazan’la.

Sen açlık nedir bilmezsin.

Bilmezsin açlığın lezzetini.

Yılda bir gelir bu misafir;

Al içeri; ağırla derim.

Ramazan sofralarını bilsen…

Her yudumu, her lokması şifa…

Suyu, ekmeği, kokusu başka…

Açılır rahmete, kurtuluşa, affa…

Sonsuz Gündem: Âcizliğimiz

Hırslarını terk et, diyor Ramazan. Bir yudum suya, bir dilim ekmeğe muhtaçsın; afraları tafraları bırak, bu dünya herkese yeter, diyor. Ne zamandır unuttuğumuz “Sükûnet Ülkesi”ne çağırıyor bizi. Meyvelerin güldüğünü gördün mü hiç? Haa… acıkınca, susayınca daha bir insan mı oluyoruz! Haddimizi bildiriyor Ramazan. “Bu makam savaşları ne?” diyor. Yıkılan kalpleri, evleri soruyor. Ramazan… nezaketli bir mevsim… Bütün kabalıklar cehenneme, diyor. Bize arınmış bir insan…lık kalsın. Herkes kendi savaşını alsın, gitsin. Dünya senin olsa n’ola ki diyor. Acıkan, ayrılan, ölensin diyor.

Ve… Sonsuz Gündem: Âcizliğimiz…

Ramazan Sükûneti

Nasıl anlatsam; bilmem ki; iftarı beklemenin hazzını! Gün sakin, sen sakin; en masum yemekler ocakta… Bir hafiflik üstünüzde; ruh gibisiniz, denir ya; öyle! Bilmem; herkes mi böyle! Dünyada değilsiniz, belki! Bakışlar ipek, yüzler mütebessim; cennetin provası gibi Ramazan… İftar yani cennetten inen sofralar… Zamanlar, nasıl sükûnete erdi böyle birden! Baktım… her yere gelmiş Ramazan!

İftarı Beklerken

İftarı beklemek… bir şiir gibi…

Bütün yiyecekler ahenkli…

Hepsi gülüyor, ha!

Bir vakte kadar;

Dokunulamayan güzeller gibi…

İftarı beklerken…

Ölüler diriliyor gibi…

Ekmek kokuları ile kardeşmişiz meğer!

Bu böyle yakınlık… hayra alâmet…

“İftarı Beklerken…” diye bir film olmalı.

Sabrın fotoğrafını çekmeli rejisör.

Hiçbir şeyin bizim olmadığını…

El bebek gül bebek beslendiğimizi…

İftarı beklerken… fakirin, zenginin bir olduğu…

Hangi zengin?

Zengin dediğin çamuru buğday yapar.

Gökyüzüne yıldızları O takar.

Zengin… her şeyin sahibine denir.

İftarı beklemek… insan olduğumuz…

Yani âciz ve fakir olduğumuz…

Ezelden ebede ihtiyaç… duâ olduğumuz…

İftar sofraları, oh be, kayıplarımızı bulduğumuz…

İftarı beklerken… zamanı içmiş gibi ağaçlar;

Ağır, sakin, mütevekkil…

Gökyüzünü dolduruyor kuşların sesi.

Uçup gidiyor zaman.

Yumuşacık bir şey mi zaman;

Gözlerime dolup dolup boşalan…

Kuşların kanatlarından savrulan…

Bir rüzgâr mı alnıma dokunan!

Topal Karınca

Sahur sofraları…

Ta çocukluğumdan beri…

İşte, ne bileyim, ne desem…

Hangisini özlesem!

Ne zaman çocukluğumu düşünsem;

Baş köşede ramazan…

Ramazanda sakinleşiyor dünya…m.

Dünya yıkılsa… umrumda…

Umrumda topal karıncanın hakkı…

Aranan Adam (Ol!)mak

Ramazan hatırlı bir aydır; gelin, kimselerin hatrını kırmayalım. Dünyanın canı çok sıkkın… Tereyağından kıl çeker gibi rahat, hikmetli, adam gibi konuşanlara öyle ihtiyaç var ki…

Çocukluğumun Sahurları

Davulcunun sesi geliyor.

İyi… çocukluğumdan kalma şeyler var!

Zaman, aynı yerde mi duruyor!

Çocukluğumu uyandırır gibi…

Bir yandan annem sesleniyor, bir yandan davulcu…

Vuruyor ha vuruyor.

Gitsem baksam mı acep!

Ve belki hâlâ çocukluğum… kaldığı yerde uyuyor!

Gafletten Aşka

İmsaktan iftara… Sâfâ’dan Merve’ye…

Sonsuz ölümden, sonsuz hayata taşındık ya…

Gafletten aşka açılış gibi…

Yıkılışı bütün uçurumların…

Bu içim hangi çöl, hangi umman…

Ne koşsam ne dursam bitmeyen davetler…

Ne yorgunum ne dinlenmişim…

Burası yangın yeri…

Bu… zamanlar arası yolculuk…

Ramazan benim çocukluk aşkım

Evet… Ramazan… Nazlanmana gerek yok. Havalar şöyleydi, şuydu, buydu… geçelim. Elinin değdiği değmediği; gözünün gördüğü görmediği hiçbir şey senin değil. Ne mi demek  istiyorum? Haydi, kendime demiş olayım; belki alınırsın! Diyorum ki istediğin zaman ye, iç yokmuş; bak! Kafana göre “takılamazsın!” Takılırsın sonra! Bize bir “Yaşama Programı” sunulmuş; uyacağız. Baksana, kafasına göre dünyaya; karmakarışık. Dünyayı “kafasına” göre yönetenlerin huzurlu bir gününü göstersene!

Ramazan Yolculuğu

Ramazan…

Benden bana öyle bir yolculuk…

Benden Sonsuz’a…

Ezanlar: Zamanların Ses Fotoğrafı

Ezanlar… Bu, ruhlarımızın çınlaması… Ezanlar… zamanların ses fotoğrafı… Böyle keskin ezan çizgisi, bestesi, rotası, notası bir rüzgâr gibi savuruyor insanı. Zamanlar ve mekanlar ve ruhlar eriyor bir potada.

Ramazan Aşkı

Bir aşka benziyor ramazan.

Ne zaman baksam… gülüyor!

Her köşe başında selâmlaşıyoruz.

Teklifsizce koluma giriyor!

Tutmak ve Tutmamak… İşte Bütün Mesele!

İftarı açtıktan sonra rahmetli annem derdi ki: “Tutan, tutmayan bir oldu!” Anneciğim, ne dediğin anlaşılıyor, tamam da… bir şey diyeyim: “İftar keyfini, neşesini tatmayan yani orucu tutmayan… senin bu incecik dokundurmanı nasıl anlasın!

Kendimizi Tanırken ya da Vedanın İzleri

Ramazan hızla uzaklaşıyor. Ramazan’a boyandıkça… yavaş yavaş tanıyoruz kendimizi. Anladık… bir lokma ekmek, bir yudum su bizim değil… Anladık… kendimiz kendimizin değil…

Ramazan Bu… Kalbinle Konuş Biraz

Her ramazan hızla geçiyor. Sayılı gün tez geçer ya… Ömür sayılı; ondan tez geçiyor demek! Yolcu olduğumuzu bilsek… adımlarımız hoşlaşacak, kuşlaşacak ve belki tüyleşecek. Yollarda öyle olmuyor muyuz! Niye yoruyoruz kendimizi? Her ân değişen bir adresimiz var; durmadan kartvizit dağıtıyoruz; beklerim, deyu… Meselâ bir ay kabul et ömrünü… Meselâ kalbinle konuş biraz…Meselâ değer mi kırmaya, kırılmaya! Meselâ belli olsaydı ayrılış saati… Say ki Ramazan bir ömür işte! Ramazan… göz göre göre gidiyor. Çocukluğum, gençliğim gibi… Daha nerde bulurum ben iftar cennetlerini! Seven beklermiş! İple çekeceğiz zamanları; görelim diye ayların sultanını. Ramazan… bir çocuk gibi geldiydi. Öldüydü öteki zamanların hevesi. Şimdi o mahzun; ben deli divane… Ramazan! Beni böyle bırakıp gidiyorsun, ha!

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*